Examples of using Hayatını yaşamak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sadece kendi hayatını yaşamak istemiş.
Hayatını yaşamak istemiyor musun?
Onca yıl boyunca başka birinin hayatını yaşamak.
Bu işte sana ihtiyacım var, ve hayatını yaşamak zorundasın.
Çıkmak, sevişmek, hayatını yaşamak.
Bir ülke beyefendisinin hayatını yaşamak.
Arkadaşlar gider. Herkes kendi hayatını yaşamak zorunda.
Dinle Tracy, Jimmy sadece hayatını yaşamak istiyor.
Pardon?- İstifa edip hayatını yaşamak istedi?
Pardon?- İstifa edip hayatını yaşamak istedi.
Pardon?- İstifa edip hayatını yaşamak istedi.
Pardon?- İstifa edip hayatını yaşamak istedi.
Miras bırakarak… hayatını yaşamak daha akılda kalıcı… ve sonunda, ölümsüz olursun.
Bir kölenin hayatını yaşamak… hayatı yaşamanın tek erdemli yolu sayılmaz.
Bana ilk geldiğinde kendine uygun gelen şekilde kendi hayatını yaşamak istediğini söylemiştin.
Bak, Evan, yaptığın herşey için çok teşekkür ederim ama kendi hayatını yaşamak zorundasın. işte bu yüzden benim hayatıma burnunu sokma.
tek yapman gereken hayatını yaşamak olsaydı… kim olurdun, Leo Elser?
ama söylemeliyim ki, senin hayatını yaşamak çok güzel.
Ve bunca zamandır banyoda tanıştığı bir yabancının hayatını yaşamak istediğini sanmıştım.
Hayatı yaşamak bir video oyunu gibi,