Examples of using Hiç konuşmuyoruz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hiç konuşmuyoruz. Onu özlüyorsundur.
Hiç konuşmuyoruz.
Komşularımızsa, hiç konuşmuyoruz onlarla.
Uzun zamandır hiç konuşmuyoruz, Grace.
Biz hiç konuşmuyoruz ve bu beni çok üzüyor.
Hiç konuşmuyoruz.
Bazen hiç konuşmuyoruz ve ne düşündüğünü merak ediyorum.
İlişkimiz var ama nereye gittiğini hiç konuşmuyoruz.
Ama kadınlara gelince, onlarla hiç konuşmuyoruz.
Tom ve ben birbirimizle neredeyse hiç konuşmuyoruz.
Biz artık hiç konuşmuyoruz.
Ayrıca onunla bunu hiç konuşmuyoruz.
Bak, bu konuyu hiç konuşmuyoruz.
Richard Dreyfuss ve ben artık bu yüzden hiç konuşmuyoruz.
Ben bir hastayı öldürdüm ve bu konuyu hiç konuşmuyoruz.
Artık birbirimizle neredeyse hiç konuşmuyoruz.
Odasındaki o tuhaf şeyleri hiç konuşmuyoruz.
Yoksa iyi şeyleri hiç konuşmuyoruz.
Orası bir dans topluluğu ve biz de başka şeylerden hiç konuşmuyoruz.
Sen gerçek bir şey hiç konuşmuyoruz.