Examples of using Hiç tanımadığın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hiç tanımadığın birisi var mıydı?
Hiç tanımadığın o insanlar.
Hiç tanımadığın birine karşı nasıI empati duyarsın?
Hiç tanımadığın yerlere git ki…?
Hiç tanımadığın bir kız için ülkeyi boydan boya katediyorsun demek.
Çünkü hiç tanımadığın ve anlamadığın bir şeyden nefret edemezsin.
Samuel. Hiç tanımadığın insanları kurtarıyorsan tabii ki imanın var.
Hiç tanımadığın bir kızla içki içmek için mi?
Son zamanlarda Gölgeli Vadiye hiç tanımadığın, garip kişiler geldi mi?
Hiç tanımadığın polislerle çalışmak düşündüğümden de zormuş.
Hiç tanımadığın koca bir aile.
Hiç tanımadığın birine karşı nasıI empati duyarsın?
Hiç tanımadığın insanlara.
Neredeyse hiç tanımadığın ve benim hiç tanımadığın bir düşes.
Hayır. Daha önce hiç tanımadığın bir co-pilotla yarışa çıkman konusunda ne düşünüyorsun?
Son olarakta,… senin aksine aileleri olan ve hiç tanımadığın kardeşlerini kurtardın.
Dediğim gibi, yolda hiç tanımadığın biri sana dokunursa,
Yani dağın başına gidip hafta sonunu… hiç tanımadığın deli bir adamla mı geçireceksin?
Berlinin sefil bir varoşu için aileni terkederek hiç tanımadığın insanların arasına karışmak, istediğin hayat bu mu senin?
Yani dağın başına gidip hafta sonunu… hiç tanımadığın deli bir adamla mı geçireceksin?