Examples of using Hiç tanımadın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sen beni hiç tanımadın.
Eminim zavallı Arturu hiç tanımadın.
Alınma Ralph ama gerçek Efraimi hiç tanımadın sen.
Sen Adamı hiç tanımadın.
Demek babanı hiç tanımadın.
Diğer deyişle… ebeveynlerini hiç tanımadın.
Babanı hiç tanımadın, yani sen 6 yaşındayken ailenin boşanmasıyla ilgili hikayen mantıken yalan gibi geldi.
Gerçek hayatta onu hiç tanımadın ama Bilinçli Rüyanda senin kurtarıcın oldu.
Babanı hiç tanımadın, annen aşırı dozdan öldü koruyucu ailelere bir girdin bir çıktın insanlar seni okuldan okula götürüyorlardı.
Yo mama'' esprilerinin ve'' sen babanı hiç tanımadın'' esprilerinin.
Ölü kocan bir casustu ve aileni hiç tanımadın ve avladığın suçlulardan kimsenin haberi yok ve bir nedenden ötürü,
Babamı hiç tanımadım ve annem beni doğururken ölmüştü.
Ailemi hiç tanımadım, ama bir ailem vardı.
Hiç tanımadığın bir doktorla kendini nişanlı buldun.
Beni hiç tanımıyorsun Castle.
Beni hiç tanımıyorsun!
Tatlım, hiç tanımıyorsun beni** Çünkü çok yanılıyorsun.
Hiç tanımadığım bir parçam gibisin.
Flynni hiç tanımadım ve tanımakta istemiyorum.
Onu hiç tanımadım, ama onun için bir anıt inşa etmeliler.