Examples of using Hiperaktif in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Duyusal kortekslerin hiperaktif.
Hayır, hiçbir zaman bir grup hiperaktif hemstırın koşuşup durduğu bir oyunun çekiciliğine akıl sır erdiremedim.
Veriler gösteriyor ki hiperaktif aksonal uç anten olarak iş görüyor,
Veriler gösteriyor ki hiperaktif aksonal uç… anten olarak iş görüyor,… ve sinyal yaymıyor, alıyormuş. Bunları anlamıyorum.
Veriler gösteriyor ki hiperaktif aksonal uç… anten olarak iş görüyor,…
Capoeira. Evet, teşekkürler-- onu öğreterek onların bu hiperaktif… Capoeira.
biz adrenaline ihtiyacı olan hiperaktif hayal güçlü kişileriz.
Milyonlarca ışık yılı uzaktaki kozmik havalimizde mahallenin kabadayısı olmuş hiperaktif galaksiler var.
Sadece hiperaktif, okulda konsantrasyon sorunu yaşayan çocuklar için olmadığını görüyoruz.
Kim yapardı ki? Ve sen bana hiperaktif hayal gücü olan bir kız gibi yazdın?
90ların önemli filmlerinden biri olan Shakespearein Romeo ve Julietinin hiperaktif versiyonunda kullanır.
yaşadığı dönem gibi hiperaktif ve fikirlerle doludur.
beyninin görme ile ilgili yerleri artık hiçbir sinyal almadığı için, hiperaktif ve kolayca uyarılır hale geliyorlar. Ve birdenbire ateşlemeye başlıyorlar.
Bunda hiçbir problem yoktu, çünkü çok hiperaktiftim ve dünya benim ellerimdeydi.
Bugün, biraz hiperaktifler, değil mi?
Heveslidir, hiperaktiftir.
Jonnyde hiperaktiflik var.
Resmen hiperaktifim. Vay, kulağa harika.
Zihinsel olarak hiperaktifleşiyorum.
Çünkü bende hiperaktiflik var!