Examples of using Işlemci in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Molekül boyunda çoklu işlemci yongaları.
Sensors and molecule-sized multi-processor chips.Tabii bizi dünyadaki her şeyden ayıran özellik; işlemci.
But of course, what sets us apart from anything else on Bu uygulama, daha düşük işlemci gücüne sahip özellikli telefonlar ve akıllı telefon kullanıcıları için daha hızlı tarama yapmayı ve mobil veri kullanımı için daha düşük faturalar sağlamayı amaçlamaktadır.
This practice seeks to provide faster browsing for users of feature phones and smartphones with lower processing power and thus lower bills for less mobile data usage.O zamanlar da çok sayıda farklı kelime işlemci programı vardı
There were a large number of different word processing programs available at that time,PPU, işlemci ile aynı sinyal saat hızına sahip
The GPU is clocked by the same signal as the CPU, and generates a pixel every twoMHzde çalışan dört çekirdekli PowerVR SGX554MP4 grafik işlemci birimi( GPU) ve dört kanallı bir bellek alt sistemi içerir.
It uses an integrated quad-core PowerVR SGX 554MP4 graphics processing unit(GPU) running at 300 MHz and a quad-channel memory subsystem.Ve bu ekstra geniş çip taşıyıcısı ile… işlemci ve yardımcı işlemci tek bir çoklu kabloyla taşınabiliniyor.
And with this extra-wide chip carrier, the CPU and coprocessor can be clipped into a single ribbon cable.meslektaşlarının… komplo kurup öldürdüğü günlük işlemci.
Pentium II işlemci büyük ölçüde ondan önce çıkan Pentium Pro mikro mimari üzerine kuruludur., ancak bazı önemli iyileştirmeler yapılmıştır.
Overview==The Pentium II microprocessor was largely based upon the microarchitecture of its predecessor, the Pentium Pro, but with some significant improvements.Kelime işlemci ve masaüstü yayıncılık uygulaması Apple Pages;
the word processing and desktop publishing application Pages;Aksesuarlara ihtiyacı vardı… şimdi de bilgisayarlar var. o zamanlar delikli kartları, işlemci ve bellek var.
Now, he needed accessories. Obviously, you have got a computer now. You have got punch cards, a CPU and memory.meslektaşlarının… komplo kurup öldürdüğü günlük işlemci.
Surely you remember him… The young day trader.Yılında Menlow platform tarafından 45nm Silverthorne işlemci ve Poulsbo SCHnin yerini almıştır.
They were replaced in 2008 by the Menlow platform, including the 45 nm Silverthorne CPU and Poulsbo SCH.StrongARM, DEC ve Advanced RISC MAchines arasında daha hızlı bir ARM işlemci yaratmak için oluşturulan projenin adıdır.
History==The StrongARM was a collaborative project between DEC and Advanced RISC Machines to create a faster ARM microprocessor.Hernando Cruz. Onu hatırladığından eminim… Senin ve meslektaşlarının… komplo kurup öldürdüğü günlük işlemci.
You and your colleagues framed and murdered. the young day trader Hernando Cruz. Surely you remember him.Yüksek tazeleme hızı, daha çok işlemci gücü harcanması demektir.
the more computing power(CPU) will be needed.Kuantum işlemci için oda sıcaklığında üstün iletken olmadan yapay zekâda gelişme ve bilinç transferi olmazdı.
No leap in artificial intelligence, no consciousness transfer technology-- There would be no room temperature superconductor for quantum processing.Sıklıkla, birden fazla işlemci kullanıldığında erişilebilecek azami hızlanmayı tahmin etmek için paralel hesaplamalarda da kullanılır.
It is often used in parallel computing to predict the theoretical maximum speedup using multiple processors.bir varsayım için teşebbüste bulunsam, işlemci fanının bıçak geçiş ana devre kartına uzaktan erişim sağladığını söylerdim.
the main circuit board. of the CPU fan, thereby remote accessing I would say you manipulated the blade pass frequency.Bu tür uygulamalarda, Geiger tüpü halen algılayan cihaz olmasına karşın, el tipi cihazlara göre elektronik işlemci devreleri daha yüksek dereceli bir ayrıntıya
A Geiger tube is still the sensing device, but the processing electronics will have a higher degree of sophistication and reliability than that used in
