Examples of using Imzalatmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Herkese nişanlına evlilik öncesi sözleşmesi imzalatmak istediğini söyler.
Bay Jacksona bir kart hazırladım ve herkese imzalatmak istiyorum.
bir anlaşma hazırlatıp Timothyye imzalatmak zorundayız.
Eğer evi yeniden mühürlemek isterlerse başka birine imzalatmak zorundalar.
Affedersin. Buradaki bu küçük kağıt parçasını sana imzalatmak zorundayım.
Buradaki bu küçük kağıt parçasını sana imzalatmak zorundayım. Affedersin.
Buradaki bu küçük kağıt parçasını sana imzalatmak zorundayım. Affedersin.
Evet. Kanunlara göre, bu operasyonlar için bir form imzalatmak zorundayım.
Evet. Kanunlara göre, bu operasyonlar için bir form imzalatmak zorundayım.
Tek yapmam gereken imzalatmak.
Buradaki bu küçük kağıt parçasını sana imzalatmak zorundayım.
İşkence görüyordum ve bana, Amerikanın Vietnamdaki eylemini kınadığımı yazan bir kağıt imzalatmak istiyorlardı.
İşkence görüyordum ve bana, Amerikanın Vietnamdaki eylemini… kınadığımı yazan bir kağıt imzalatmak istiyorlardı.
öğrenmeden önce anlaşmayı imzalatmak mı istiyordu sence?
Lou Adler herkese imzalattığı film kontratını… bana da imzalatmak istemişti.
öğrenmeden önce… anlaşmayı imzalatmak mı istiyordu sence?
San Diegoya gitmeden önceki gece birkaç kağıt imzalatmak için buraya geldim.
İlk kitabının ilk kopyasını imzalatmak için uzunca bir sırada bekleyeceğimi hayal etmekten alıkoyamıyorum kendimi!
Bu belgeleri bana imzalatmak, senin için çok önemli olmalı, öyle değil mi?
Yani… Senin için bir müşteriye imzalatmak vals yapmak kadar kolay. Ya da.