ITMEK in English translation

• push
• to nudge
• shoving
• pushing
• shove
• shovin
• to bum-rush

Examples of using Itmek in Turkish and their translations into English

İleri doğru itmek için kuyruğun alt kısmına güç sağlıyor.
For driving it forward. That gives strength to the lower element of the tail.

Geriye itmek bu.
It's pushing back.

Bunu tek başıma itmek çok zor!
All by myself. My, this is hard to push.

Biraz itmek gerekebilir. Güzel araç.
Might need a push. Sweet ride.

Nereye itmek?
Push it where?

Onu mu itmek istiyorsun?
You wanna throw that away?

Geri itmek zorunda. Kapıyı bırak.
Drop the door. Have to push it back.

Geri itmek zorunda. Kapıyı bırak.
Have to push it back. Drop the door.

Şu anda onu sahneye itmek doğru değil. Başardın!
He doesn't need to be pushed on the stage right now. You have done it!

Elimle pedalı aşağı itmek istiyorum.
I push the pedal down with my hand.

İzninizle şimdi bunu kapıya kadar itmek zorundayız.
With your permission I will push to the door.

Beni duvara itmek istiyor.
She pushed me against the wall.

Merdivenlerden aşağı itmek.
Push me down the steps.

Yapman gereken tek şey itmek.
All you have to do is push it.

Bazen gitmesi için biraz itmek gerekiyor.
Sometimes she just needs a bit of a push to get going.

Yapman gereken tek şey iyice itmek.
All you have to do is push hard enough.

Yapacağın tek şey, omuzlarını ona koyup itmek.
What you do is you put your shoulder into her and you push.

Tek yapman gereken insanları itmek.
All you do is push people around.

Böylece onlar da onu bu kuyuya itmek yerine kullanmaya çalışacaklar.
So they're going to use your son instead… to drop him in it.

Fikirlerini çalıp seni geri plana itmek istiyor.
He wants to take your ideas and shove you in the background.