Examples of using Küçüğünü in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
daha küçüğünü alabilirdin.
Görüyorum ki büyük bayrak yerine küçüğünü dalgalandırıyorsunuz.
Hiç bu kadar küçüğünü görmemiştim.
Sen büyük adamı hakla, ben küçüğünü haklayayım.
You take the big guy, I will take the little guy.Haydi ama, küçüğünü aldın!
Come on, you took the smaller half!Bu kadar küçüğünü görmemiştim.
I never saw one so small.Huzurevinin yakınlarında aynısının biraz daha küçüğünü bulunca mutluluğu tamamlanmış.
Near the nursing home, he found even smaller. His happiness was complete.Mavi olanın küçüğünü giyeceğim.
I'm just gonna wear the little blue number.Yani Linda, sen hiç bu kadar küçüğünü görmüş müydün?
I mean, linda, have you ever seen anything that small?Bu da büyük poşet… küçüğünü koymak için.
Here's a bigger bag- to put the little bag in.Çok daha küçüğünü.
Much smaller.Çok daha küçüğünü yaptılar.
They built them a lot smaller back then.Belki de ona sorabiliriz daha küçüğünü yapmaya yardımcı olabilir.
Maybe you could ask her if she can help you make it smaller.Daha da küçüğünü alamazsın.
You can't get anything smaller.Daha da küçüğünü alamazsın.
There isn't anything smaller than this.Senden sadece daha küçüğünü yapmanı istedim.
I have asked you to simply make it smaller.Bunun bir beden küçüğünü denemek istiyorum.
I would like to try on one size smaller than this.ALLAH bir sivrisineği hatta ondan daha küçüğünü örnek vermekten çekinmez.
God does not disdain to give a parable about a gnat or a smaller creature.Herkes küçüğünü ister, büyüğünü değil.
Küçüğünü seç yeter.
Just pick whichever one is smallest.
