SMALL in Turkish translation

• küçük
• ufak
• small
• az
• küçücük
• dar
• ufacık
• küçüktür
• küçüktü
• küçükmüş
• ufaktan

Examples of using Small in English and their translations into Turkish

I was a sexy bunny. That is small.
Çok küçükmüş.- Seksi tavşan olmuştum.

Far, all these things that happened to us on Anatahan were very small.
Bu zamana dek Anatahanda başımıza gelen tüm bu şeyler… çok küçüktü.

Pieces so small we can get them out. So, cut her in pieces.
Öyleyse parçalara ayırıp… Küçücük parçalar… Bırakıp gidebiliriz.

You're thinking way too small, princess. Seven days?
Gün, 7 gece mi? Hayal gücün çok dar prenses?

Given away by his mother Scared, small. and father.
Annesi ve babası tarafından Korkmuş, ufacık.

Start small.
Ufaktan başlayalım.

She's going to say… Your father has a small penis!
Diyecekmiş ki babanın penisi küçükmüş!

How small a role I was playing in Jennifer's Grand Guignol.
Büyük Jennifer oyununda oynadığım rol ne kadar küçüktü.

Too cold in winter. And too small all the year around.
Yazları çok sıcak olur, kışları çok soğuk… tüm yıl da küçücük.

And father. Given away by his mother Scared, small.
Annesi ve babası tarafından Korkmuş, ufacık.

Let's start small. Can you find out where he works?
Ufaktan başlayalım. Nerede çalıştığını söyleyebilir misin?

Small. For a horse.
Bir at için küçükmüş.

her bag's too small.
çantası da çok küçüktü.

And father. Scared, small. Given away by his mother.
Annesi ve babası tarafından Korkmuş, ufacık.

It's always best to start small.
Ufaktan başlamak hep en iyisidir.

For a horse. Small.
Bir at için küçükmüş.

He was small, so he was not an aggressive, dominant chimp.
Agresif ve baskın bir şempanze değildi. Küçüktü.

Scared, small. Given away by his mother and father.
Annesi ve babası tarafından Korkmuş, ufacık.

Let's start small. I got all weekend.
Ufaktan başlayalım. Nasılsa bütün hafta sonu benim.

Small world. Miles.
Miles. Dünya küçükmüş.