KÜÇÜK BIR KASABADAN in English translation

small town
küçük bir kasaba
küçük bir kasabada
küçük bir şehir
ufak bir kasaba
ufak bir kasabadan
küçük yer
küçük bir kent
little town
küçük kasabayı
küçük bir kasaba
küçük şehir
ufak bir kasaba
ufak kasabasını
küçük bir bir kentte

Examples of using Küçük bir kasabadan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Küçük bir kasabadan. Sidneyin dışındaki.
A small town outside of Sydney.
Ben Avustralyadaki küçük bir kasabadan geliyorum.
I come from a small town in Australia.
Biz çok, çok küçük bir kasabadan geldik.
We came from a small, small town.
Zayn de İngilteredeki,'' Salakçasaç'' isimli küçük bir kasabadan.
And Zayn is from a wee little town in England called… Dumbhairshire.
O da benim gibi küçük bir kasabadan gelmişti.
She came from a small town, like I did.
Büyük ihtimalle adını hiç duymadığın küçük bir kasabadan geliyorum.
I'm from a small town you probably never even heard of. Macon.
Neredensin?- Batıdaki küçük bir kasabadan.
Where are you from? A small town out west.
Kansasta bulunan Lebanon adlı küçük bir kasabadan geliyorum.
I'm from a little town in Kansas called Lebanon.
Nerelisin, dostum? Marylandda küçük bir kasabadan.
Where you from, friend? Little town in Maryland.
Yapacağımız yemek Indore adında küçük bir kasabadan.
The dish we're going to be doing is from a little town called Indore.
Ben orijinal Coyote yim-- Küçük bir kasabadan büyük şehire gelmiş.
I'm the original Coyote-- just a small town gal trying to make it in the big bad city.
Grup, küçük bir kasabadan geçerken onur öğrencisi Kathy Winslow( Kristin Minter) adında genç kız Johnnynin dikkatini çeker.
While the group passes through a small town, Johnny falls for honor student Kathy Winslow.
Nerelisin? Oh, kuzeyde küçük bir kasabadan, San Angelo, Teksas?
Oh, a little town right north, San Angelo, Texas. Where are you from?
Küçük bir kasabadan çıkıp'' Teksas güzeli''… olan güzellik kraliçesinin sahnede yere yığıldıktan sonra mumyalama esnasında masada yeniden hayat dönmesi.
A small town beauty queen comes back to life on an embalming table afer collapsing on stage just seconds afer being crowned"miss texas rose.
Küçük bir kasabadan çıkıp Teksas güzeli''… olan güzellik kraliçesinin sahnede… yere yığıldıktan sonra… mumyalama esnasında masada… yeniden hayat dönmesi.
After collapsing on stage on an embalming table just seconds after being crowned A small town beauty queen comes back to life miss Texas rose.
Küçük bir kasabadan çıkıp Teksas güzeli''… olan güzellik kraliçesinin sahnede… yere yığıldıktan sonra… mumyalama esnasında masada… yeniden hayat dönmesi.
A small town beauty queen comes back to life on an embalming table miss texas rose. just seconds afer being crowned afer collapsing on stage.
İskoçyadaki küçük bir kasabadan geldim, o yüzden burada olmak.
I came from, like, a small town in Scotland, so yeah, to be here was like.
İskoçyadaki küçük bir kasabadan geldim, o yüzden burada olmak.
So yeah, to be here was like-- I came from, like, a small town in Scotland.
ertesi gün güneybatı Witzenhausende, Amerikan Bölgesinde küçük bir kasabadan tahliye edildi.
and was evacuated southwest to Witzenhausen, a small town in the American Zone, the next day.
Küçük bir kasabadan geliyorduk… dolayısıyla bu… herhangi bir beklentiden fazlasıydı.
So this is bigger than, I mean, we're from a small town, I think, anybody's expectations.
Results: 110, Time: 0.0371

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English