KÜÇÜK KUZENIM in English translation

my little cousin
küçük kuzenim
my baby cousin
küçük kuzenim
bebek kuzenim
my young cousin
küçük kuzenim
genç kuzenim

Examples of using Küçük kuzenim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Küçük kuzenim kraliçe mi oldu?
So my little cousin is Queen of Hell?
Küçük kuzenim.- Evet adamım.
Yeah, man. Our little cousin.
Usherda ona baktı onu benim küçük kuzenim sanmış.
Usher looks at him and he thought he was, like, my little cousin.
Her ne kadar küçük olmasa da ona küçük kuzenim diyorum.
Except she's not my little cousin, but we say"little cousin.
Evet adamım. Küçük kuzenim.
Yeah, man. Our little cousin.
Küçük kuzenim, babasına organik Toasted Onun mısır gevreğini tercih ettiğini söylemiş, çünkü Birkeün dediğine göre, janjanlı mısır gevreğinden yememeliymiş.
My little cousin told his dad that he would rather have the organic Toasted O's cereal because Birke said he shouldn't eat sparkly cereal.
Küçük kuzenim tatile çıkmış. Nasıl oldu da…- Merhaba, Dalia.
Hi, Dalia. How come… She's gonna be staying with us for a while.- My little cousin is taking a vacation.
amcamlara küçük kuzenim Brucie ve diğerlerine bakabilirim.
my uncles, my little cousin Brucie and Min-Min and them.
Nadia benim küçük kuzenim, yani küçük kuzenim değil ama Pekala.
Except she's not my little cousin, but we say"little cousin. Nadia is my little cousin, Okay.
onun annesi bir de küçük kuzenim Peanut.
then of course her mom, and then my little cousin, Peanut.
Naber küçük kuzen?
What's up, little cousin?
Pekala, küçük kuzen, sıkı tutun.
All right, little cousin, hold on for the ride.
Küçük kuzen.
Little cousin.
Küçük kuzen yine kazandı.
Little cousin wins again.
Ve küçük kuzeni Sara onu etrafta taşır
And little cousin Sara used to carry him around
Küçük kuzenlerini görmek istiyorlardı.
They wanted to see their little cousin.
Küçük kuzenin Rollieyi hatırladın mı?
Do you remember little cousin Rollie?
Küçük kuzenini ve arkadaşlarını böyle mi eğlendireceksin?
This is how you're going to entertain your little cousin and his friends?
Küçük kuzeni Sara onu etrafta taşır ve ona şarkı söylerdi.
And little cousin Sara was always carrying him around.
Küçük kuzeni Sara onu etrafta taşır ve ona şarkı söylerdi.
Carry him around and sing to him. And little cousin Sara used to.
Results: 53, Time: 0.0288

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English