Examples of using Kıl in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Seni küçük kıl yalayan sünepe!
Sözünü kesiyorum ama sırtımda kıl var mı?
Dayan.- Kıl için bakacağım Sarah.
Buraya gel kıl yumağı.
Mesela ben uyurken koltuk altıma kıl çizmeyebilirsin?
Kıl da yok. Ne söyledi?
Koltuk altında kıl var.
Erkek gibi hissetmek için yüzüme niye kıl yapıştırmak zorundayım?
Evet, kıl.
O lanet olası kıl bankası.
Üç tane kıl var.
Söyler misin… Söylesene… Burnunda kıl var mı?
İşte. Buraya gel kıl yumağı.
Söylesene… Burnunda hiç kıl var mı?
İşte. Buraya gel kıl yumağı.
Yok. Doku örneği yok, kıl yok.
Buraya gel kıl yumağı.
Göğsünde eskiden olduğundan fazla kıl.
Ne söyledi? Kıl da yok.
Mecazi ve resmi olarak hayatımın kıl olunası günleriydi.