KILIK DEĞIŞTIREREK in English translation

in disguise
kılık değiştirmiş
gizli
maskeli
kılığına girmiş
gizlenen
kıyafet değiştirip
incognito
gizli
kılık değiştirerek
takma adla
sahte isimle
takma isimle
tebdili kıyafet

Examples of using Kılık değiştirerek in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Şu işi halledelim. Aptalca kılık değiştirerek beni atlatacağını mı sandın?
You think that stupid disguise would get by me? Hey, butthead!
Aptalca kılık değiştirerek beni atlatacağını mı sandın? Şu işi halledelim?
Butthead! You think that stupid disguise would get by me?
Aptalca kılık değiştirerek Mankafa! beni atlatacağını mı sandın?
You think that stupid disguise would get by me? Hey, butthead!
Ama kılık değiştirerek. Evet, gideceğim.
I will be there, but under a disguise.
Aptalca kılık değiştirerek beni atlatacağını mı sandın?
You think your disguise will get by me?
Aptalca kılık değiştirerek beni atlatacağını mı sandın? Şu işi halledelim!
You think that stupid disguise can get by me? Hey butthead!
Kılık değiştirerek.
Some disguise.
Bayan Hudson, sanırım dışarıya bir göz atıp, kılık değiştirerek beni bekleyen beyefendileri saymalıyız?
Mrs. Hudson, suppose we look out and count the gentlemen in disguise… who are waiting for me?
Kılık değiştirerek istediğin yere girebilirsin,
You can go in disguises to any place you want,
Ve meyve bölümüne kılık değiştirerek gitmek zorunda
I gotta wear a disguise to go to the fruit stand,
Ve meyve bölümüne… kılık değiştirerek gitmek zorunda
I gotta wear a disguise to go to the fruit stand,
geçen hafta güneş gözlüğümle şapkam olmadan gitmiştim Ama artık kılık değiştirerek gitmem gerekiyor.
my hat and I was haggling with this dude over a bike helmet. But now, I have to go in a disguise.
Starkın tersine çevirme sabitleyicisini çaldıktan sonra… bize kılık değiştirerek aranızda dolaşma imkânı sağladı.
Once I stole Stark's inversion stabilizer, disguising who we really are. it allowed us to move among you.
Ardından etrafta dolanarak Erenin tutulduğu yeri bulacağız. Askeri polis gibi kılık değiştirerek, gardiyanları atlatacağız.
Then figure out where Eren was taken by snooping around. Disguise as Military Police to get by the guards.
Kılık değiştiren polis siyah ayakkabı, beyaz çorap giyiyor.
An undercover cop in disguise wears blacks shoes and white socks.
Sadece kılık değiştirmiş Eski İnekmiş.
This was just Old Cow incognito.
Kılık değiştirip geziyorum, çünkü paramdan utanıyorum.
I walk around in disguise because I'm ashamed of all my money.
Kılık değiştirip pazara gidiyorum, böylece kimse beni tanımayacak.
I'm going to the market in disguise so no one will recognize me.
İmparator kılık değiştirmiş bir müfettiş göndermiş.
The emperor has sent an inspector incognito.
Prens, kılık değiştiren Cadıyla evlenecek!
The prince is marrying the sea witch in disguise!
Results: 49, Time: 0.0308

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English