DEĞIŞTIREREK in English translation

changing
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü
altering
değiştirebilir
kişilik
değişiklik
replacing
yerine
değiştir
yerini
değiştirin
yenilemek için
switching
anahtar
şalter
makas
değiştir
düğmesi
değiştirin
geçiş
geçmek
adjusting
ayarlayın
uyum
ayarlamak
adapte
ayarlanır
alıştığına
değiştir
düzelt
to modify
değiştirmek
modifiye
swapping
takas
değiştir
değişimi
takası
değişelim mi
changed
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü
change
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü
changes
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü
altered
değiştirebilir
kişilik
değişiklik
alter
değiştirebilir
kişilik
değişiklik
switched
anahtar
şalter
makas
değiştir
düğmesi
değiştirin
geçiş
geçmek

Examples of using Değiştirerek in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Başka bir hayatın büyüsüne kapılarak. Karakterini değiştirerek.
In another atmosphere of life. In an altered spirit.
D ile Gyi değiştirerek.
Switch the D and the G.
O herşeyi değiştirerek bizi soydu.
In exchange, he robbed us of everything.
Onu değiştirerek kendi hayatımı değiştirmek istedim.
I want to change myself to change him.
Değiştirerek… altın hiç biri almadı O bir aptal.
In exchange… none goldy took that one stupid.
Daha sonra taraf değiştirerek müttefikler safına geçti ve Burma Seferine yardım etti.
Later, he switched sides to the Allies, and helped in the Burma Campaign.
Kendimizi değiştirerek diğerlerini de değiştiririz..
We change others by changing ourselves.
Bence savunmanızı değiştirerek Amerikalıyı memnun etmelisin.
I think you must satisfy the American by changing your plea.
Bu arada beynin bilgilerini değiştirerek okulda yüksek bir seviyeye ulaşabilirsin.
By way of exchanging information from the brain you can climb a high status in the school.
Zamanı değiştirerek. Birinin yaşamını başka bir yöne çevirerek.
By changing time, by making someone's life take a different turn.
Yoğunluk değiştirerek!
Density shift!
Kendi yaşadığımız çevreyi değiştirerek, vücudumuza, evrimleşmek için daha fazla baskı uygulamış olduk.
By changing our environment, we put new pressures on our bodies to evolve.
Yaşamımızı değiştirerek belirleme gücü karşısında hayrete düşüyorum.
I'm constantly amazed by its sheer power to alter and define our lives.
Dittolar hücrelerini değiştirerek başka yaşam formlarına dönüşebilir.
Ditto can rearrange their body cells to change into other lifeforms.
Bir kum tanesini değiştirerek… tüm dünyayı değiştirebiliriz..
The whole world. We change a grain of sand.
Bir kum tanesini değiştirerek… tüm dünyayı değiştirebiliriz..
We change a grain of sand, and with that, the whole world.
Şimdi sinyali değiştirerek, Atılganın onu bulduğumuzu anlamasını sağlayacağız.
Now we alter its signal so the Enterprise knows we found it.
En genç mahkum künyeleri değiştirerek jeanın kimliğine bürünmüş olabilir.
Maybe the youngest prisoner has taken Jean's identity… exchanging tag numbers.
Aynı ifadeyi sadece ölçüyü değiştirerek tekrarla.
Keep repeating the same phrase on different scales over and over.
Oh, renklerini değiştirerek düşündüm.
Oh, I thought I was changing colors.
Results: 449, Time: 0.0444

Top dictionary queries

Turkish - English