Examples of using Kıvrak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir kaleci çabuk olmalı, kıvrak.
Yakalayın şunu!- Çok kıvrak!
Küçük, kıvrak, atletik birisi.
Parmakları çok kıvrak.
Yakalayın şunu!- Çok kıvrak!
Ama o adam… inanılmaz derecede kıvrak.
O kadar güçlü değil, fakat biraz esnek ve kıvrak.
Ve kıvrak.
Ama o adam… inanılmaz derecede kıvrak.
Amacın keskin, hamlen hızlı ve kıvrak olmalı.
Hey. Sen çok… kıvrak görünüyorsun.
Ve daha sonra, o kıvrak diliyle.
Uzun, sarışın, kıvrak.
Hey. Sen çok… kıvrak görünüyorsun.
Erkek ismi olarak kullanılan Lincoln Latincedeki kıvrak anlamına gelen bir kelimeden gelmektedir.
İkiniz güzel vakit geçireceksiniz.- Evet, kıvrak.
Diliniz kıvrak ve hızlı.
Şu Romanyalı kıvrak piliçler çok iyiydi.
Kıvrak parçalara ama bir elektrik akımı uygulandığında, Gravitonyum katılaşıyor.
Yılan kadar kıvrak, ve güzel sanatlarda bir sahtecilik