KIYAFETLERIN in English translation

clothes
kıyafet
elbise
giysi
giyecek
çamaşır
giy
dress
elbise
kıyafet
gelinlik
giysi
giyinmek
giyim
giydir
clothing
kıyafet
giysi
giyim
elbise
giyecek
tekstil
giydirmek
outfit
kıyafet
elbise
giysi
kostüm
birlik
ekip
takımı
suits
elbise
giysi
uygun
takım elbise
takım
kostümü
kıyafeti
takımını
dava
zırhı
the attire
kıyafetlerin
girilebiliyor
dresses
elbise
kıyafet
gelinlik
giysi
giyinmek
giyim
giydir
outfits
kıyafet
elbise
giysi
kostüm
birlik
ekip
takımı
your livery
üniformanı
kıyafetlerin
outerwear

Examples of using Kıyafetlerin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Cehennem Ağzına hoş geldiniz. Kıyafetlerin bile güvenli olmadığı yere.
Welcome to the Hellmouth, where even outerwear isn't safe.
Güzel kıyafetlerin olacak, bunun gibi mücevherlerin olacak.
You would have beautiful dresses jewelry like this one.
Ben sadece bu kıyafetlerin zor kazanıImış paraya mal olduğunu söylüyorum.
I'm just saying these outfits cost hard-earned money.
Norton! O kıyafetlerin sadece yardımcı tankları var!
Those suits only have auxiliary tanks. Norton!
O kıyafetlerin asla fotoğrafı çekilmiyecek.
Those dresses will never be photographed.
Şu kıyafetlerin icabına bakıp havuz kenarına gitmeliyiz.
Gotta get rid of these outfits and get poolside.
Bunlar dördüncü seviyedekilerin giydikleri kıyafetlerin tıpatıp aynısı.
These are level-four suits… exactly what he's wearing.
Bu kıyafetlerin kurşun geçirmez yelek üzerine giyilsin diye yapıldığını sanmıyorum.
I don't think these dresses were intended to fit over a bulletproof vest.
Kıyafetlerin uygun olduğundan emin olmalıyız.
We want to make sure our outfits are appropriate.
Elin ve kıyafetlerin yhep kan oldu?
YOU HAD THEIR BLOOD ALL OVER YOUR HANDS AND YOUR CLOTHES?
Onu gördün, deri kıyafetlerin içinde çalışma yapan sadomazoşist bir kadın gibiydi.
You have seen her, dressed in leather like a dominatrix in training.
Tahrik edici kıyafetlerin şu an bana faydası olacağını sanmıyorum!
I don't think dressing provocatively is going to help me here!
Lütfen. Kıyafetlerin önemi vardır adamın değil.
The attire has consequence and not the man Please.
Lütfen. Kıyafetlerin önemi vardır adamın değil.
Please. The attire has consequence and not the man.
Kıyafetlerin önemi vardır adamın değil.
The attire has consequence and not the man.
Aramadan önce kıyafetlerin bizde olduğunu bilmelisiniz.
Before you do, you should know we have the clothes.
Yaptığım kıyafetlerin çoğunlukla ölülere giydirildiğini bilmiyorsun sanırım.
You probably don't know that the cloth I make is also used to wrap the dead.
Suzanna, kıyafetlerin Gregorye ait olduğunu doğruladı efendim.
Suzanna's confirmed the ID on the clothing, Sir.
Kıyafetlerin ve peruğun yapım tarihi 80lerin başına dayanıyor.
The clothes and the wig date to the early'80s.
Yumurtalarını kıyafetlerin içinde bırakmayı tercih ediyorlar.
They prefer to lay their eggs in couture.
Results: 413, Time: 0.0347

Top dictionary queries

Turkish - English