Examples of using Kamerayı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ben gidip kamerayı getireyim.
Ona mikrofon taktılar ve kamerayı ona çevirdiler.
O aptal kameraya kafaya takmıştı. Kamerayı buldum!
Bu gece eski usül izledim ama yarın akşam kamerayı kuracağım.
Evet. Kamerayı satsak.
Kapat şu kamerayı.
Choco'' mu? Gidip kamerayı alayım?
Kamerayı tutmuş küçük bir kız çocuğu gibi koşuyordum.
Kamerayı ve kayıtları aldığını söylemiştiniz.
Anlamadığım şey, kamerayı neden satın almak istesin ki?
Kamerayı bu yüzden satın aldı.
Kamerayı atlatmak mümkün değil.
Kamerayı al ve içeriye gir.
Neden kamerayı yepyeni ve gelişmiş Juarez ailesine doğrultmuyorsun?
Son kamerayı da şimdi indirdim.
Peki kamerayı çalışır hale getirebildin mi?
Kamerayı en sonunda çatı arasının bir köşesinde bulmuşlardı.
Kamerayı kontrol ettiniz mi?
Daha sonra kamerayı Helge ve Ibene kıskanarak bakan Niels Oleye çeviririz.
Charlie, kamerayı getirdin mi?