KAPASITEN in English translation

capacity
kapasite
sıfatla
yeteneği
gücü
yetisi
sahip
capable
becerikli
yapabilecek
muktedir
kadir
yapabilir
yetkin
yatkın
yetenekli
kabiliyetli
kapasitede

Examples of using Kapasiten in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yanımda olman hoşuma gidiyor. Ayrıca benim karışık iç dünyamı anlayabilme kapasiten olduğunu hissediyorum.
Because I enjoy your company, and I sense you have the capacity for understanding someone of my complexity.
senin beni tehdit edebilecek kadar ne kapasiten, ne yetkin var,
you can neither have the capacity, nor the authority, nor the audacity to threaten me.
Sonuçlarının neler olabileceği konusunu anlayabilecek bir kapasiten olduğunu zannetmiyorum.
I don't think you have the capacity to understand the consequences of what it could be,
seni çevrene bağlayan unsurlar, başkalarıyla etkileşime geçebilme kapasiten.
your interconnectors, your capacity to network with others.
Özümseme kapasitemizin bazı sınırları var.
There are some limits to our absorption capacity.
Geçecek. Akciğer kapasitenin azalmasına zamanla alışacaksın.
You will adapt to diminished lung capacity.
Ama onlar kapasitelerinin sinirli oldugunuda biliyorlardi.
But they knew their capacity to do it was limited.
Ses kapasitenizi kullanın.
Use your vocal capacity.
Bina kapasitesinden fazla dolmuş ve en alt üç kat çökmüştü.
The building was over capacity, and the bottom three floors collapsed.
Vaiz, sizin kapasitenizi bir ilüzyona yönlendiriyor.
The preacher, he encourages your capacity for illusion.
İstesek şu anki kapasitemizin on katına kadar çıkabiliriz.
We could expand to ten times this capacity in a month if we wanted to.
Günlük üretim kapasiteniz nedir?
What are your daily product capacity?
Tam nükleer kapasitenin yıllarca uzağındayız.
We are years away from nuclear capacity.
Stadyum, 2.500 kişi kapasitelidir.^'' Pendik.
The stadium capacity is 10,500 people all-seated.
Tabii senin inkar kapasitenin tırnağı bile olamam.
Not that my capacity for denial would be a fraction of yours.
Kişilik kapasitesiyle dünyanın en büyük stadyumları arasına girmeyi başarmıştır.
The 88,306 capacity once made it the 7th largest association football stadium in the world.
Kapasiteniz 80 gigabayt.
Your present capacity: eighty gigabytes.
Şu anki kapasiteniz: 80 gigabayt.
Your present capacity: eighty gigabytes.
Verme ve paylaşma kapasitenizi keşfetmek için veren
To discover the capacity to give and share,
Güç yükseltmesi Torpido kapasitesinde% 20 artış. plazma toplarına.
To the plasma cannons, 30% power upgrade 20% increase in torpedo capacity.
Results: 65, Time: 0.0281

Top dictionary queries

Turkish - English