KARIŞMAK in English translation

to mix it up
karışmak
to interfere
karışmak
müdahale etmek
engellemeye
engel
burnumu sokmaya
müdahil
to pry
burnumu sokmak
karışmak
gözetlemek
özel hayatına karışmak
kanırtıp
manivela ile
meraklı olmak
zorla
özel hayatınıza burnumu sokmak
meddling
karışmak
mingling
kaynaşma
karıştı
up
yukarı
kalk
kalmış
kaldır
bağlı
çıktı
ayakta
doldu
geldi
bakalım
to mess with
bulaşmak
uğraşmak
karıştırmaya
oynamayı
uğraşılacak
dalaşmak için
ile karışıklık
kurcalamak
meddle
karışmak

Examples of using Karışmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ta ki sizin… Sizin… Karışmak.
That is, until you… you… meddling.
Ama size iyi şanslar diliyorum.- Karışmak istemiyorum.
But I wish you guys good luck.-I don't want to get involved.
Devletin içişlerine karışmak haddim değil.
I would not presume to interfere in affairs of state.
Birincisi, ben karışmak istemiyorum ama teşekkürler Mahkeme Salonu Kahverengisi.
First of all, I don't want to be involved, but thank you, Courtroom Brown.
Ama şunu bilmelisin, o çok… Karışmak istemiyorum.
I don't want to get involved, but you should know that he is really.
Özel Temsilci Charlie Rakese karışmak neymiş göstereceğim.
I will teach you to mess with Special Deputy Charlie Rakes.
Aklıma bile gelmedi. Karışmak mı?
Meddle? I wasn't even thinking about it?
Karışmak haddimize değil ama emin misin?
It's not our place to interfere, but are you sure?
Eğer House bu vakaya karışmak isteseydi.
If House wanted to be involved in the case.
Zannedersem… Kral Ecbert böylesine bir kavgaya karışmak istemiyor.
With such terrible squabbles? King Ecbert doesn't want to get involved.
Her şey bahçe kadar aydınlık olsa, karışmak niye?
If everything in the garden's sunny… why meddle?
Hiçbir öğretmenin ders programına karışmak istemem.
I do not want to interfere in the curriculum of any teacher.
Garip mini kan davanıza karışmak istediğimden emin değilim.
In your weird mini blood feud. I'm not sure I want to get involved.
Benimle alakası yoksa bu işe hiç karışmak istemem.
This is something that I really would not like to be involved.
Kesinlikle hiçbir şeye karışmak istemiyorum.
I certainly don't want to interfere with anything.
Oda senin ve karışmak istemiyorum.
It's your place and I don't want to interfere.
Daha yeni bir polis komiseri atadık… ve karışmak üzere değilim.
We have just appointed a new police commissioner… and I'm not about to interfere.
Ama birazcık karışmak sorun değil,?
But interfering a little bit is fine, is it?
Karışmak hakkında dikkatli olmamız gereken bir konu gibi duruyor bu.
It's a situation we would have to be careful about getting involved in.
Ben karışmak istemem.
I don't want to mettle.
Results: 267, Time: 0.0725

Top dictionary queries

Turkish - English