Examples of using Karmaşıklaşıyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Durum karmaşıklaşıyor.
İşler karmaşıklaşıyor.
Anlaşılan işler karmaşıklaşıyor.
Davamız biraz karmaşıklaşıyor.
Şeyler karmaşıklaşıyor.
Bazen hayat karmaşıklaşıyor.
Bir saniye bekle.- Entrika karmaşıklaşıyor.
Entrika karmaşıklaşıyor.
İşler orada karmaşıklaşıyor işte.
Titrek uzun hareket alanı olan süspansiyonlarla bu şey biraz daha karmaşıklaşıyor.
Yarına kadar Sirius için sunumumu tekrar yapmam gerekiyor ve bu şey karmaşıklaşıyor.
Her şey karmaşıklaşıyor.
Evet haklısın. Her şey karmaşıklaşıyor.
Evet haklısın. Her şey karmaşıklaşıyor.
Evet haklısın. Her şey karmaşıklaşıyor.
Bu gittikçe karmaşıklaşıyor.
Ama böyle bir durumda işler biraz karmaşıklaşıyor. Bu nedenle senin daireni kullanabilir miyiz diye soracaktım.
Neredeyse içgüdüsel, ama bir suikastçının hedefini vurmak için birden fazla seçeneği varsa iş karmaşıklaşıyor.
Ve iyi biri olmak giderek zorlaşıyor. Çünkü dünya gittikçe karmaşıklaşıyor.
İşte burada işler biraz karmaşıklaşıyor. Frank, Macin gey olduğunu düşünüyor çünkü Mac zaten gey.