Examples of using Katipler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kâtip bey, son toplantımızın notlarını okuyabilir misiniz?
Rivers, mahkeme kâtibi, Dorfman, yargıç.
Katibi yarın sabaha bir görüşme ayarlayacağını söyledi.
Katip, o kutulardan çabucak kurtul.
Katip, bunu mühürle, bir rapor derle
Peki katip, lütfen git
Hadi katip, hadi.
Otel kâtibi sizin alfa bağlantısı Olduğunuzu söyledi.
Fedaral mahkemenin katibi davanın düştüğünü söyledi.
Eğer yolculukta olup katip bulamazsanız alınan rehin yeter.
Afedersiniz. Hey, Katip Bey, Yargıç Polk ile görüşmek istiyoruz.
Eğer bir katip iseniz, nasıl dövüştünüz?
Odada katip görüyor musun?
Evet. Kâtip, âlim, tarihçi ve şairim.
Evet. Kâtip, âlim, tarihçi ve şair.
Evet. Kâtip, âlim, tarihçi ve şairim.
Katip, alim, tarihçi
Evet. Kâtip, âlim, tarihçi ve şairim.
Evet. Katip, alim, tarihçi ve şair.
Kâtibine sordum.- Hayır.