KAYIN BIRADERIM in English translation

my brother-in-law
kayınbiraderim
eniştem
kayın biraderim
bacanağım
kardeşim
üvey kardeşim
my brother-in-law's
eniştemin
kayınbiraderimin
kayın biraderim

Examples of using Kayın biraderim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Merhaba, kayın biraderim.
Hayır o aileden, kayın biraderim.
He's my brother-in-law.
Birkaç gün önce kayın biraderim aradı.
I got a call from my brother-in-law a few days ago.
Kayın biraderim her gün eve Sheepshead Körfezinden balık getirir.
My brother-in-law brings home fish… from Sheepshead Bay all the time…
Lütfen Sergei, sadece kayın biraderim olarak konuş. Rus bakan Pekinde olduğuna göre.
Please, Sergei, just speak to me as my brother-in-law. I'm talking to you as Russian Imperial Minister to Peking.
Anlattı. Kayın biraderim Nahum hep bu hikaye etrafında gider gelir… ama kendisine bile yardım edemez.
And can't even help himself. My brother-in-law Nahum goes around telling stories.
Kayın biraderim altınlarını geri aldığında senin ve oğullarının ölüp ölmemesine karar verecek.
My brother-in-law has decided that when he has all his gold back, you and your sons must die.
Kayın biraderim, Ruben Breynaert,… altınlarını aldıktan sonra sizi
My brother-in-law, Ruben Breynaert, intends to murder you
Ve şimdi, 2 yıl sonra kayın biraderim… uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili bir çatışmaya girdi.
And now, two years later, my brother-in-law at a drug heist shoot-out.
Son bir not- bu olaylardan haberdar tek insan kayın biraderim Russell.
One last note- the only other person who knows about all this stuff is my brother-in-law russell.
Çocuk için iyi bir çevre değilmiş gibi hissettiriyor… benim episcopalian kayın biraderim.
I feel like it's not a good environment for the child, my Episcopalian brother-in-law.
Kayın biraderimin bir teknesi var.
My brother-in-law has a boat.
Kayın biraderimin bir paltosu var.
My brother-in-law has a warm coat.
Kayın biraderimin arkadaşı FBIda çalışıyor.- Ciddiyim ya.
My brother-in-law's friend works for the FBI.- Seriously.
Çünkü kayın biraderimi gözümün önünde havaya uçurdular.
Because they blew up my brother-in-law right before my eyes.
Orada oturanlar kayın biraderlerim.- Merhaba.
Hi. These are my brothers-in-law, sitting here.
Kayın biraderin Moravya da bir video dükkanı var.
My brother-in-law's got a video store out on Moravia.
Kayın biraderimin IŞİDe katıldığından eminim ve o Yahudi!
Just joined ISIS, and he's a Jew! I'm pretty sure my brother-in-law.
Orada oturanlar kayın biraderlerim.- Merhaba.
These are my brothers-in-law, sitting here.- Hi.
Hayır, şu kart sesli heriflerden biri olan kayın biraderimi hatırlasana.
No, remember, my brother-in-law's one of those voice-over guys.
Results: 55, Time: 0.0443

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English