Examples of using Kefaletin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O halde, acil bir duruşma talep edin, kefaletin tekrar incelenmesini isteyin.
Bak, sana kefaletin için için 5.000 yolluyorum, tamam mı?
Kefaletin için evini satmaya çalıştı ama ev hâlâ annemin adı üzerineymiş.
Ve arkaya sakladım. Evet, kefaletin teminatı olarak onaylanmış bir çek aldım.
Cinayetle suçlanan insanlar için kefaletin kabul edilmeyeceğine dair bir yasanın Parlamentodan geçtiğini görmek istiyorum.
Oğlan! Kefaletin verilmesini talep etmek, böylece masum bir bebek Tanrının açık havada doğabilmesi için doğabilir!
Oğlan! Kefaletin verilmesini talep etmek, böylece masum bir bebek Tanrının açık havada doğabilmesi için doğabilir.
Cinayetle suçlanan insanlar için kefaletin kabul edilmeyeceğine dair bir yasanın… Parlamentodan geçtiğini görmek istiyorum.
Sayın Hakim, elimizde Bay Rillerın kaçış riskinin olduğunu ispatlayan uzman görüşü var ve kefaletin iptalini talep ediyoruz.
Kefaletin finansal sorunlardan ya da başka nedenlerden ötürü iptal edilme şansı var mı?
Ve şüphelinin mali kaynaklarından dolayı savcılık kefaletin reddini talep ediyor. olayın ciddiyetinden.
Kefaletimi ödediğin için kendimi berbat hissediyorum.
Sizin kefaletinizi 3000 dolar olarak belirledim.
Oğlunun kefalete ihtiyacı olduğunu öğrendiğimde seve seve yardım ettim.
Mahkemeye cıkana kadar… kefaletsiz… Doğu Clark Country cezaevine konuldum.
Sadece iki dolarla giderdim kefaletimizi ödeyip bizi çıkarması için babasını arardı.
Anlayacağınız, ben kefaletçi olarak suçlu ile adalet arasında duruyorum.
Claremont Williams, Kefaletçi. Zırhlı Araba Hizmeti,