Examples of using Kiliseye giden in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sen kiliseye giden ve bütün o işleri yapan türden birisin değil mi?
Zeki, eğitimli, varlıklı, kiliseye giden,… sosyal olarak aktif bir iş kadını.
Onun kiliseye giden, gerçek göğüsleri olan ve kocasının ekstralarını bilmemesi gereken bir karısı var, tamam mı?
Lütfen Jack, sakın bana senin de sadece her pazar kiliseye giden o rahat Katoliklerden olduğunu söyleme.
varlıklı, kiliseye giden.
varlıklıydı, kiliseye giden bir hanımefendiydi.
Kiliseye giden kızlar hakkında yalan söyleyip söylemediğini görmeliydim.- Evet.- Buradasın.
İş bulmamın getireceği tek sonuç; sen ve senin gibi vergi veren, memurluk yapan… kiliseye giden arkadaşlarını benim türümü destekleme ayrıcalığından alıkoymak olur.
Sonra koyun gibi kiliseye giden insanları gördüm.
Kiliseye giden genç kadınların çoğu daha radikal bir şey hissetme ihtiyacı duyuyorlar.
Kiliseye giden genç kadınların çoğu… daha radikal bir şey hissetme ihtiyacı duyuyorlar.
bize davranış şekilleri… Alakası yok. Biz Tanrıdan korkan, kiliseye giden, çalışıp vergi ödeyen.
Kiliseye gidenler sadece kiliseye gidenleri severler.
Seninle tanışmadan önce… kilisesine giden uslu bir kızdım.
Yarından tezi yok sırayla her gün hepimiz kiliseye gideceğiz.
Kiliseye gidelim, kiliseye gidelim.
Kiliseye gideceğiz.
Kiliseye gideceğiz.
Kiliseye gidenler, ev kukumaları.
Bugün kiliseye gideceğiz.