Examples of using Koşmasını in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evet, intikamını almak için İskoçyaya geri koşmasını istemediğin sürece tabii.
Köpek gibi üstünüze birilerinin koşmasını ve sizi acı içinde kıvranır halde bırakmasını istemeyiz.
Dublörümün yanan bir binaya doğru koşmasını izlemek ve insanların onun ben
telsizi al ve Stellaya koşmasını söyle.
Bayan Cathcart, bir çocuğun fotoğrafın 15 saniyelik çekilme süreci boyunca sıranın bir başından bir başına koşmasını anlayabilirim.
Defans yine çizgiye yaklaşıyor… Boobienin bir kez daha koşmasını sağlamak için.
Robert onunla ayrıldı ve bu ona koşmasını sağlar. Erkekler kötüdür.
Kızı izliyor, küçük bir kızken çayırda koşmasını ve annesinin, kollarını açtığında ne kadar mutlu olduğunu hatırlar küçük kız
Yani, birine kafasına kask takıp başını önde tutarak hızla giden başka bir objeye koşmasını söylerlerse tabii böyle olur. Eğlenmesini geçtim, bunu kim meslek olarak yapar ki?
Mayanın artık bir sorunu olunca Corinnee koşmasını da istemezsin. Bebek doğarken yanında Corinnei istemesini
Yani, birine kafasına kask takıp… başını önde tutarak hızla giden başka bir objeye koşmasını söylerlerse… tabii böyle olur.
Sadece koşmasına izin verse, nefes almasına yaşamasına izin verse.
Onun bir hayvan gibi koşmasına izin veren annesinin hatası.
Ben ve Rick ve Morty etrafta koşturuyor, ve Rick ve Morty zamanı.
Bırak para senin peşinden koşsun, sen paranın değil.
Dinle, benim koşmam lazım çünkü aday fizik eğitimi bugün başlıyor.
O zaman koşsan hızlı iyi olur, yoksa kötüye gidecek işler.
Yiyince tuvalete koşmam gerekti, ama bir de tuvaleti görmelisin.
O kadar hızlı koştular ki, yakalayamadı av köpekleri.
Koş, Silver Bullet!- Kazanacak!