RUN in Turkish translation

[rʌn]
[rʌn]
kaç
how many
run
how much
couple
kaçmak
run
to escape
flee
to avoid
to get away
away
elope
dodging
to evade
to skip
koşar
run
jogs
when
run
rune
rans
idare
handle
manage
run
do
cover
administration
management
get
administrative
fine
aday
candidate
nomination
nominee
applicant
cadet
probationary
contender
candidacy
pledge
trainee
kos
run
go
cosine
kaçar
run
run away
escape
flees
qajar
koş
run
jogging
runnin
to ascribe
koşun
track
cross-country
race
running
jogging
sprint
treadmill
ix-nay
roadwork
go
vadede

Examples of using Run in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I run this dump, and I don't know technical mumbo jumbo.
Bu çöplüğü ben işletiyorum ve teknikten anlamam.
You are a useless and stupid puppet princess. Run. Sara!
Sara! İşe yaramazsın ve de aptal bir kukla prensessin. Kaçın.
PARK held a conference to say he will run in Jongro.
Park basın toplantısı düzenleyip Jongroya aday olacağını söyledi.
Grab the kids. Run.- Phillip. Quick.
Phillip! Cabuk! Kos!- Cocuklari al.
Okay, troops! Let's pay our tab and run for cancer!
Hadi hesabımızı ödeyip kanser için koşalım. Pekâlâ, birlik!
The old man figured he could run the joint without me.
Yaşlı adam eklemi bensiz idare edebileceğini düşündü.
You are a useless and stupid puppet princess. Run. Sara!
Sara! Seni işe yaramaz aptal kukla prensesi! Kaçın.
The next day I said, sure, I will run.
Ertesi gün dedim ki,'' Tabii ki aday olurum.
A chance to realign who you are. Letting someone else run Axe Capital gives you.
Axe Capitalı başkasının yönetmesine izin vermen sana kendini değiştirme fırsatı veriyor.
Run and find your father.
Kos ve babani bul.
Let's pay our tab and run for cancer. Okay, troops!
Hadi hesabımızı ödeyip kanser için koşalım. Pekâlâ, birlik!
Yeah, just start the car and just run him over.
Evet, sadece motoru çalıştır ve sadece üzerine sür.
Some people run all the time, others escape into death.
Kimileri sürekli kaçar, kimileri kaçışı ölümde bulurlar.
In case you haven't noticed… I run this school.
Belki farkında değilsindir bu okulu işletiyorum ben.
Run for your measly lives. That's it, run.
Değersiz hayatlarınız için kaçın. Kaçın.
So strange, because I was considering a run in 2024. Strong choices.
Çok ilginç, çünkü ben 2024 yılında aday olmayı düşünüyordum. Güçlü seçimler.
Run the names, see who's not on the dean's list.
İsimleri araştır, dekanın listesinde kim yokmuş öğrenelim.
Run to freedom. Go.
Özgürlüge kos. Git.
You can't let fear of failure run your life, man.
Başarısızlık korkusunun hayatını yönetmesine izin vermemelisin dostum.
We run. You run..
Biz koşalım siz de koşun.
Results: 14754, Time: 0.1228

Top dictionary queries

English - Turkish