KAÇMAK in English translation

run
kaç
kaçmak
koşar
idare
aday
kos
kaçar
koş
koşun
kaçın
to escape
kaçmaya
kurtulmayı
kaçış
kaçarken
kaçabilmek için
firar
flee
kaçmak
kaçarlar
terk etmek
terk eder
to avoid
kaçınmak
kaçmaya
önlemek için
uzak durmaya
için
kurtulmaya
engellemek için
sakınmak
to get away
uzaklaşmak
kurtulmak için
gitmek
kaçmaya
uzak durmaya
çıkmak
kaçabilmek için
paçayı
uzak olmak
uzaklaşmak , biraz temiz hava almak
away
uzak
çekip
hemen
uzaktan
ayrı
uzaklaş
gitti
kaldı
buradan
bir kenara
elope
kaçmak
kaçırdım
gizlice evlenmek için
kaçabilirim
gutter
dodging
atlatmaca
kurtul
kaçmak
kaçtılar gri bir dodge
to evade
kaçmaya
kaçınmak
kurtulmayı
atlatmayı
karbonfiberle
to skip
atlamak
kaçmaya
asmak
gitmemeye
kaytarmak
atlayıp
skip
es
geçmek için
sektirmeyi
to outrun

Examples of using Kaçmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Suçlamalardan kaçmak zayıf liderliğin emaresidir.
Dodging accusations is the sign of a weak leader.
Sanırım Komal ile kaçmak zorunda kalacağım.
I think I will have to elope with Komal.
Kaçmak için bir araca ihtiyacımız olacak.
We're gonna need something for the getaway.
Kadının şehirden kaçmak istediğini düşünmüştük.
Figured she wanted to skip town.
Kaçmak kolay olmadı.- Üzgünüm.
It wasn't easy to get away.- I'm sorry.
Biraz o evdev kaçmak çok iyi olacaktı.
From the house for awhile. It would be great to get away.
Seken kurşunlardan kaçmak ve asansörlerden atlamak da öyle.
Well, neither does leaping off elevators and dodging bullets.
O şeylerden kaçmak imkânsız.
No way to outrun those things.
Onlar bir şekilde kaçmak zorunda kaldı.
They had to elope somehow.
Ben kaçmak için bir tünel seçmezdim.
I wouldn't have picked a tunnel for a getaway.
Kaçmak kolay olmadı.- Üzgünüm.
I'm sorry. It wasn't easy to get away.
İkincisi, hapse girmek manasına bile gelse IRISten kaçmak istiyorsun.
Second, you want to get away from IRIS even if that means imprisonment.
Eserleri çalmak, canavarlardan kaçmak.
Stealing artifacts, dodging monsters.
J HAMILTON SÜRTÜK KÖPEK Ne yazık ki, lisede yargılanmaktan kaçmak zordur.
Unfortunately, judgment was hard to outrun in high school.
Sorun ne? Kaçmak zorundayız Ali?
We have to elope, Ali. What's wrong?
Kaçmak aptalca bir fikir,
Getaway is such a silly concept,
Kaçmak isteyen bir kızı kovalıyordu, dostum.
He was chasing a girl who just wanted to get away, man.
Bütün parayı alıp kaçmak istiyorsun.
You want to get away with all the money.
Bu adamları ders ve onlar için kaçmak mermi arasında.
There's just a slight difference between lecturing these guys and dodging bullets for them.
Dünyadan kaçmak için Yaşadım yeraltında.
To getaway from the world♪.
Results: 2534, Time: 0.0694

Top dictionary queries

Turkish - English