DODGING in Turkish translation

['dɒdʒiŋ]
['dɒdʒiŋ]
kaçmak
run
to escape
flee
to avoid
to get away
away
elope
dodging
to evade
to skip
atlatmak
to get through
survive
go through
to bypass
dodging
eluding
evading
to outwit
kaçmaya
run
to escape
flee
to avoid
to get away
away
elope
dodging
to evade
to skip
kaçmakla
run
to escape
flee
to avoid
to get away
away
elope
dodging
to evade
to skip
kaçıp kurtulmuştun

Examples of using Dodging in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Shouldn't we learn by dodging balls that are thrown at us, or.
Bize atılan toplardan kaçarak öğrenmemeli miyiz yoksa.
I was against my son dodging conscription.
Askerden kaçan oğluma karşı çıktım.
Dodging my mother's phone calls isn't a movie-night rule.
Annemin telefonlarından kaçmak bu gecenin kuralı değildi ki.
You can continued dodging questions Mr. Abramoff,
Sorulardan kaçınmaya devam edebilirsiniz, Bay Abramoff.
But you can't just keep dodging.
Ama sadece kaçarak devam edemezsin.
Risk your life dodging bullets, pulling triggers.
Mermilerden kaçıp tetiğe basarak hayatını tehlikeye atmak.
I have got great dodging moves.
Harika kaçış hareketlerim var.
Dodging work are you, you lazy devil!
İşten kaytaran seni tembel şeytan!
I was against my son dodging military service.
Askerden kaçan oğluma karşı çıktım.
You can continued dodging questions Mr. Abramoff.
Sorulardan kaçınmaya devam edebilirsiniz, Bay Abramoff.
He's really good at dodging customers.
Müşterilerden kaçınırken pek başarılı.
And pulling leeches out of our underwear. to spend the night dodging trains.
Geceyi trenlerden kaçıp donumuzdan sülük çıkararak geçirmeyeceğiz.
Dodging a bullet there, pal.
Mermiden kurtuldun, dostum.
But I have spent half my life dodging that sadistic son of a bitch.
Ama ben ömrümün yarısını o sadist piçten kaçarak geçirdim.
I spent most of my life dodging the royal fleet.
Hayatımın çoğunu kraliyet filosundan kaçarak harcadım.
I spent the first half of the movie dodging a coworker and his wife, and.
Filmin ilk yarısını, bir işçi ve karısından kaçarak geçirdim.
And adept at dodging questions.
Ve sorulardan ustalıkla kaçıyorsun.
Class trip, snot ball dodging, sister killing.
Okul gezisi, sümük topağından kaçış, kızkardeş öldürme.
I'm in Pittsburgh dodging smallpox for a living.
Pittsburghta yaşamak için çiçek hastalığından kaçıyorum.
Black man is in prison Or dodging prison, and his kids suffer.
Siyahiler ya hapiste ya da hapisten kaçıyor çocukları da mahvoluyor.
Results: 107, Time: 0.0998

Top dictionary queries

English - Turkish