Examples of using Koşuyu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Boşver koşuyu.
Sürücü, Eddienin sahip olduğu o aptal daima aynı sıcak koşuyu yapıyor.
Yaptığın günü hatırlıyor musun, Richard? Bizim okula gelip, o koşuyu.
Nike Amerikada hep koşu ile ilişkilendirildi. Çünkü şirketin kurucu ortaklarından Bill Bermann koşuyu Amerikaya ithal etti tabii böyle bir şeyi hayal edebilirseniz.
Dört gün önce bu odada sadece bir adamın ve bir köpeğin koşuyu yapmasına karar verdik.
böylece ayağın her yere vuruşunda koşuyu daha verimli yapacak şekilde, yay enerjiyi depolar ve sonra serbest bırakır.
Zafer koşusunu bir daha yapsana.
Andy, 3 buçuk kilometrelik koşusunu, 29 dakika 43 saniyede bitirdi.
Yarın Harekete Geçin koşusunu yapacaksınız yine de, doğru mu?
O koşuya gitmen konusunda pek emin değilim.
Herkesin Wilderness Koşusunu sevdiğini sanırdım.
Aranızda kır koşusunu kazanabilecek kimse var mı?
Hayır koşusunu düzenliyor.
Sami koşuya gitti.
Bu sabah koşuya giderken gördüm.
Bir eğlence koşusunda kamufle olmuştum.
Bugünkü koşuya çok bel bağladım ve benim için kendini toparlamana minnettarım.
Rosalita Koşusuna hazır mısınız?
Önümüzdeki ay yapılacak Nike Nehir Koşusu için antreman yapıyorum. Koşu.
Sabah koşusuna gidecek birisi miyim sanki?