Examples of using Koltuklara in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hoşçakal. Koltuklara atlama, Roger.
Good-bye. Don't jump on the seats, Roger.Koltuklara atlama, Roger. Hoşçakal.
Don't jump on the seats, Roger. Good-bye.Koltuklara atlama, Roger. Hoşçakal.
Good-bye. Don't jump on the seats, Roger.Koltuklara doğru yürüyor muyuz?
Are we walking towards the seats?Bak, koltuklara kan bulaştıracak halleri yok.
Look, they're not gonna get blood all over the seats.Koltuklara dön.
Back to the seats.Koltuklara çıkma, tamam mı?
Don't climb on the seats, okay?Koltuklara çıkma, tamam mı?
Don't climb on the seats, OK?Koltuklara ne olmuş?
What's happened to the seats?Eşleriyle birlikte gölgeliklerde, koltuklara yaslanmışlardır.
They and their spouses, reclining upon couches in the shade;gölgelerde, koltuklara yaslanmışlardır.
shall recline on couches in the shade.gölgelerde, koltuklara yaslanmışlardır.
reclining upon couches in the shade;Sadece hediyeleri koltuklara bıraktım.
I just left Kendileri ve eşleri, gölgelerde, koltuklara yaslanmışlardır.
They and their spouses will recline on couches in the shade therein.Gel. Koltuklara geçin.
Take your seats. Come through.Ayrıca biraz popülerlik kazandık, bu da koltuklara kıç bulacağız demek.
Plus, we have got a little buzz, and buzz means butts in seats.Sanırım neden geldiğinizi biliyorum, eğer müsait olan koltuklara oturursanız, vakayla ilgili gerçekleri sizlerle paylaşmaya hazırım.
I'm quite prepared to get down to the facts of the case. so if you would care to take the seats available, I think I know what you have all come about.Asma yaprakları takar ve koltuklara uzanır, muffin yersiniz… tıpkı eski Romalılar gibi.
You will wear vine leaves and eat muffins lying on couches… like the ancient Romans.Asma yaprakları takar ve koltuklara uzanır, muffin yersiniz… tıpkı eski Romalılar gibi.
You will wear vine leaves… like the ancient Romans. and eat muffins lying on couches.Sağ kalan kurbanların ve kurbanların aile fertleri, görmek için ön sıradaki koltuklara çıktı. bu adamın adalete teslim edilmesini.
Have turned out for front-row seats to see this man brought to justice. Surviving victims and family members of the victims.
