Examples of using Korkutmaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Böylece bizi korkutmaya çalışıyorlar.
Sırf keyif için,… hayvanları korkutmaya hakkınız yok.
Sadece bir kayıt. Bizi korkutmaya çalışıyorlar, yıpratmaya.
İspatlamak için korkutmaya çalışıyor.
Sabahlar ve aynalar, sadece, yaşlı adamları korkutmaya yarar.
Sirf keyif için,… hayvanlari korkutmaya hakkiniz yok.
Endişelenme, Pepe. Bizi korkutmaya çalışıyor.
Endişelenme, Pepe. Bizi korkutmaya çalışıyor.
Söylemiyorum- Seni korkutmaya çalışmıştır.
Bay Zhou satmayı reddetti, bizi korkutmaya çalışıyorlar.
Tommy silahı çaldıysa Batmani korkutmaya çalışıyor demektir.
Tommy silahı çaldıysa Batmani korkutmaya çalışıyor demektir.
Polisleri korkutmaya alışmış.
Çocukları korkutmaya geldiğinde,… harika birçok şey var.
Babanı korkutmaya mı çalışıyorsun?
Korkutmaya gerek yok.
Seni sadece korkutmaya çalışıyor David.
Oğullarımı korkutmaya nasıl cesaret edebilir?
Ailemi korkutmaya nasıl cüret edersin?
Beni boyle korkutmaya devam edemezsin, Charlie.