Examples of using Koymaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sıraya koymaya çalışıyorum.
Sınır koymaya ne oldu?
İşe koymaya devam et.
Pilot, teker koymaya 30dk kaldığını söyledi.
Zachi derginin kapağına koymaya nasıl cesaret ederler?
Aramıza koymaya çalıştığın duvarlar çok yapay.
Bana karşı koymaya kararlı mısın? Kallen?
Stevein parayı koymaya niyetli olduğunu.
Onu bu çerçeveye koymaya çalışıyorum. Yavaş.
Onu bu çerçeveye koymaya çalışıyorum. Yavaş.
Sophie onlara karşı koymaya çalıştı, ama çok fazlalardı.
Bu Arkynde beni koymaya çalıştıkları şeyin aynısı.
Çünkü geri koymaya çalıştığını sanmıştım.
Mikeın komodinine koymaya gittiğimde, o da sıkışmıştı.
Birleşik Amerika biraz ağırlığını koymaya karar verdi ve… 1904 yılında.
Ama karşı koymaya devam ettin.
Altına koymaya bir de ağaç.- Pekala!
Altına koymaya bir de ağaç.- Pekala!
Kendimi onun yerine koymaya, hislerini anlamaya çalışıyorum.
Altına koymaya bir de ağaç.- Pekala!