KRALIÇELERE in English translation

queens
kraliçe
vezir
queen
kraliçe
vezir

Examples of using Kraliçelere in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Nedir bu? Sadece Kraliçelere özel bir buluşma.
What's this? It‘s a special meeting, only for the queens.
Nedir bu? Sadece Kraliçelere özel bir buluşma?
It is a special meeting, only for the Queens. What's this?
Nedir bu? Sadece Kraliçelere özel bir buluşma?
It‘s a special meeting, only for the queens. What's this?
Dedim ya, Burgundyli Margaret… Fransa kraliçelere karsi nazik degildi.
I told you, Margaret of Burgundy… France was not kind to queens.
Bana bütün hayatını kraliçelere geçirdiğini söylüyordu. Doğum annesinden birkaç blok ötede.
He was telling me he spent his entire life in queens just a couple blocks away from his birth mother.
Yağlı yemeyin, ama zayıf da düşmeyin kraliçelere layık,'' Rex'' fasulyelerini deneyin!
Eat no fat and eat no lean Eat Rex Beans Fit for a queen.
Krallara, kraliçelere ve diğer üst düzey kişilere ev sahipliği yapmaya
Having played host to kings and queens and other powers that be,
İnsalar dedilerki'' artık kral ve kraliçemiz olmak istemiyorlar ve bizimde krallara ve kraliçelere ihtiyacımız yok.
They don't even want to be our king and queen and we don't need kings and queens to begin with.
emin olun sizi kral ve kraliçelere dönüştürecek.
it will make you the kings and queens you know you are.
kral ve kraliçelere, prens ve prenseslere sahip olmuş.
the state had its dynasties, kings and queens, princes and princesses.
İki yabancı geldi diye bu yeri kraliçelere yaraşır bir yer haline getirmem mi lazım?
Two strangers show up and I have to make this place fit for a queen?
Bugüne hazırlamıştım.- O halde gel benimle ve cesur annen için kraliçelere layık bir çiçek demeti hazırla.
Come you, then, and you shall bring back a posy fit for a queenfor your brave mother.
Bildiğiniz gibi annemizi ve kraliçemizi, bu ay döngüsünün başında kaybettik.
As you know, our mother and queen passed at the beginning of this lunar cycle.
Yarım dünya ötedeki bir genelevde kraliçene tam olarak nasıl hizmet ediyordun?
How exactly were you serving your queen in a whorehouse half a world away?
Annem, yani kraliçen, bizi Filloryye götürdü. Orada doğdum.
My mother, your Queen, led us to Fillory, where I was born.
Ve sevgili kraliçemizi öldüren herifi özgür bıraktığım için ben suçlanacaktım.
Who killed our beloved queen. And I would get the blame for freeing the man.
Ve sevgili kraliçemizi öldüren herifi özgür bıraktığım için ben suçlanacaktım.
And I would get the blame for freeing the man who killed our beloved queen.
Beni Kraliçen yap ve yan yana hükmedelim.
Make me your queen and we will rule side by side.
Kraliçen istila ile tehdit etmek için birliklerini sınırımda tutuyor.
Your queen is keeping her troops on my border to threaten invasion, and she will regret it.
Mısır Tarlası Kraliçesi'' nerede? Dur!
Comparsa, stop! Where is the queen of the fields?
Results: 56, Time: 0.0255

Top dictionary queries

Turkish - English