KRIZINDE in English translation

crisis
kriz
buhran
bunalım
attack
saldırı
saldırmak
atak
krizi
krizi geçirdi
saldırır

Examples of using Krizinde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
1973 yılındaki ilk petrol krizinde petrol fiyatı dört katına çıktığında,
During the first world oil crisis in 1973, when the price increased fourfold,
bölgedeki bir enerji krizinde daha az sayıda insanın uykusuz geceler veya dondurucu soğuklara dayanmak zorunda kalmasını sağlama amaçlı son derece geniş ve güçlü bir işbirliği'' dedi.
fewer people have to endure sleepless nights or freezing temperatures because of any energy crisis in the region," he also noted, in an apparent reference to the gas crisis early last year triggered by a price dispute between Russia's Gazprom and Ukraine.
Senin gibi insanlar yüzünden krizler ve sosyal eşitsizlikler bizi boğuyor.
For people like you social injustice and crisis are drowning us completely.
Bu tip şeyler, böyle krizler, bir insanın iç dünyasını açığa çıkarıyor.
This kind of thing, a crisis, reveals who someone really is deep down.
Daha büyük krizler daha çok ilaç demek, daha çok ilaç da daha çok para demek.
Bigger crisis means more vaccine. More medicine means more money.
Ancak Hırvatistan krizler karşı karşıya olan tek ülke değil.
However, Croatia is not the only country facing this crisis.
Buna benzer mali krizler sırasında bankalar yardım etmeli.
Banks should be helping out in times of crisis like this.
Böyle krizler medya mücadelesini basit kılıyor.- Evet efendim.
Sir. A crisis like that makes sparring with the media seem so trivial.
Sevgili ailem… finansal krizler sektörümüzde sağlıklı şeyler olarak görülürler.
Dear family, Financial crisis is seen something as healthy in our industry.
Krizler. Genellikle krizler o yaşlarda normal şeylerdir.
The crisis. Usually, the crisis is a normal part of coming of age.
Krizler daha da acı verici olacak, biliyorsun.
Cause you know the crisis will make you suffer more and more.
Genellikle krizler o yaşlarda normal şeylerdir.
Usually, the crisis is a normal part of coming of age.
Ya eğer toplumun, değişim için krizlere ihtiyacı varsa?
What if society actually needs crisis to change?
Bir yıldız olmanın bir numaralı dersi, krizlere hep iyi tarafından bakmaktır.
Lesson number one of being a star, always look good in a crisis.
Anne, unuttun çünkü zaten ben kendim krizlere sebep oluyorum.
Mom, you forgot because I'm the one usually causing the crisis.
Ben anlamıyorum Onu desteklemeliyiz bu krizde.
I don't understand. We need to support him in this crisis.
Evet.- Kriz.- Krizde çok iyiyimdir.
I'm great in a crisis.- Crisis.- Yeah.
Büyük resme bakarsak, belki de krizlere müsade etmeliyizdir.
Considering the big picture, maybe we should allow crisis.
Milyonların hayatta kalabilmesi için, Yaklaşan bu krizde Flash ölmeli.
In order for billions to survive the Flash must die. this coming Crisis.
Belgraddan Kosova krizinde diyalog çağrısı.
Belgrade urges dialogue in Kosovo crisis.
Results: 22467, Time: 0.0269

Krizinde in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English