KUTUSUYLA in English translation

box
kutu
boks
kutunun
kasayı
kulübesi
loca
kasa
can
olabilir
edebilir
olabiliyor
edebilecek
daha
bir
yapabilir
olamaz
bile
nasıl
the bin
çöp kutusunu
boxes
kutu
boks
kutunun
kasayı
kulübesi
loca
kasa

Examples of using Kutusuyla in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bir polise boş bira kutusuyla vurdun diye iki yıl ceza aldığına inanmıyorum.
I can't believe you got two years in prison for hitting a cop with an empty beer can..
Fazotti, ikinci kurbanımız, yeşil boya kutusuyla vurulduğu yerde… boynunda o boyadan vardı.
Fazotti, our second victim, had it on her neck from being hit with a can of green paint.
Paulun kutusuyla, tıpatıp aynı bir paralel tanımlayıcı ile… ikinci bir ağı etkinleştirerek kablosuz ağı kolaylıkla alt edebilirdim.
With Paul's box I could outsmart the WLAN network by turning on a second network, with a parallel identical identifier.
Bu sahne hizmet sağlayıcınınabone başına birden çok set-top kutusuyla birlikte hizmet paketleri sunduğu yerden başlamasından dolayı çok yaygın hale gelmiştir.
This scenario becomes very common as service providers start to offer service packages with multiple set-top boxes per subscriber.
Oturmuşumdur. Orada elimde bira kutusuyla yüzlerce, belki binlerce kez.
Thousands maybe, with a can of beer in my hand. Now, I have sat there hundreds of times.
Ben, babana 40 Pounda patlayan traktörle oyna lütfen kutusuyla değil.
Ben, please play with the tractor that cost Daddy 40 pounds, not the box it came in.
cidden bir Judas Priest tişörtü ve pizza kutusuyla ile ne yapacağım?
seriously, what am I gonna do… with some pizza boxes and a Judas Priest t-shirt?
Oturmuşumdur. Orada elimde bira kutusuyla yüzlerce, belki binlerce kez.
I have sat there hundreds of times, thousands maybe, with a can of beer in my hand.
Bir pazar günü öğleden sonrasında, bir adam elinde güzel bir mücevher kutusuyla kasiyer külübeme doğru yürüdü.
So one Sunday afternoon, a man walks into my cashier's booth with this beautiful jewelry box.
Wilma Jerzykyi Nettie Cobba bağladı, bunu da başka iki sigorta kutusuyla yaptı.
He hot wires Wilma Jerzyk to Nettie Cobb, except he does it with wires from two other fuse boxes.
Psion avuç içi kutusuyla birlikte gelen yazılımının yerelleştirilmesi için gereken kurulumlar vardı.
localization required installation of localization software, which was bundled in the box with the Psion palmtop.
Yaptığı her şey için onu dava edebilirim… ama, biliyorsun, cidden… bir Judas Priest tişörtü ve pizza kutusuyla ile ne yapacağım?
With some pizza boxes and a Judas Priest t-shirt? but, you know, seriously, what am I gonna do… I could sue him for everything he has?
Gördüğümde düşündüm ki Georgeu sokakta 8 kilogramlık bir hindiyle ve bir şarap kutusuyla.
So when I saw George with an 18-pound turkey and a box of wine… I thought,"What a coincidence.
Gördüğümde düşündüm ki Georgeu sokakta 8 kilogramlık bir hindiyle ve bir şarap kutusuyla.
I thought, what a coincidence. So when I saw George on the street with an 18 pound turkey and a giant box of wine.
Sinyalimi verince Victorianın yunusu okyanusun dibine dalacak ve yüzük kutusuyla geri dönecek.
On my signal, Victoria's dolphin will dive to the ocean floor and return with a ring box.
Hani çocuklar vardır ya hediyeyi verirsin kutusuyla oynarlar Luke da öyle.
He's one of those kids, you get him a gift, and all he wants to do is play with the box.
Vahşi Batı ve Büyücüleri'' nin imzalı ve numaralı özel koleksiyoncu kutusuyla genişletilmiş paketi çıkmış.
The deluxe limited edition"Wild West and Witches" expansion pack in the signed and numbered collector's tin.
Seni sapasağlam toprakta yemeğe mi çıkarmalıyım yani? Bir ölüm kutusuyla uçmaktansa.
But instead take you out to lunch on solid ground? Are you saying I shouldn't fly in a deathtrap.
Tweety kuşu şeker kutusuyla ilgili.
a tweety bird pez dispenser.
Eğer yükseklikten hoşlanmıyorsanız sırtınızda koça bir yamaç paraşütü kutusuyla dağlara tırmanmak size biraz garip görünebilir. Özelliklede hava iyice soğumaya başladığında
If you don't like heights, climbing a mountain while you're carrying a container with a hang glider inside it might seem like a strange thing to do, especially when the
Results: 85, Time: 0.0292

Top dictionary queries

Turkish - English