Examples of using Lokantayı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Lokantayı kapatmak zorunda kalırız.- Niye?
Anna lokantayı devraldı ama geceleri kulüpte DJliğe devam etti.
Lokantayı özledim ben.
Senin için lokantayı idare ediyorum, yemek ve temizlik yapıp çamaşırını yıkıyorum.
Lokantayı arayacağım. Tanrım.
Hayalindeki lokantayı kurmak için 650.
Bu lokantayı 15 yıldır işletiyorum.
Tabi, lokantayı kendi başına idare ettiği zaman gibi.
Lokantayı takma kafana.
Lokantayı masumca ödünç almamı bahane etti.
O lokantayı karım da sevmiyor, ve ben.
Neredeyse lokantayı yakıyordum.
Sen pişirmeye devam et, ben gidip lokantayı hazırlayayım.
Kirpi demeyi bilmiyorsun ama Ucuz Romandaki lokantayı biliyorsun?
Sami kentteki her lokantayı aradı.
Hadi Han, lokantayı hiç etkilemeyecek.
Haydi.- Lokantayı yakın.
Olmaz, lokantayı kapatamam.
Uzun lafın kısası lokantayı satın aldık.
Siparişimi vermek için lokantayı aradım.