LOKMA in English translation

bite
ısırık
bir lokma
ısırmak
yemek
socket
soket
lokma
priz
çukuru
yuvası
morsel
lokma
parça
yemek
azıcık-ufacık
lohmalar
donuts
çörek
donat
donatı
bir poğaça
pickings
lokma
av
avanta
seçenek
toplanacak
mouthful
bir lokma
ağzı
uzun
food
yemek
yiyecek
gıda
besin
maması
ratchet
mandal
dişli
cırcır
lokma
kilit
için double ratchet
bites
ısırık
bir lokma
ısırmak
yemek
donut
çörek
donat
donatı
bir poğaça
morsels
lokma
parça
yemek
azıcık-ufacık
lohmalar

Examples of using Lokma in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çok doğru dedi Düşesi: flamingo ve hardal her iki lokma.
Very true,' said the Duchess:'flamingoes and mustard both bite.
Herhalde hastalarının kolay lokma olduğunu düşünüyorlar.
They probably think your patients are easy pickings.
Size nasıl yardımcı olabilirim Bay Tatlı Lokma?
What can I do for you, Mr. Tasty Morsel?
Camimde kimseye haram lokma yedirmem.
I won't let"haram" food served in the mosque.
Normalde sana iki lokma arasında nefes alman gerektiğini hatırlatmak zorunda kalırdım.
I normally have to remind you to breathe in-between bites.
Dr Lokma.- Evet, biliyorum.
Yes, I know who you are. Dr Donuts.
her lokma yemek eline verilecek.
Every cup of water, every morsel of food.
Anneme tek kelime dersen, bir lokma yemem.
If you say one word to mother, I won't eat a bite.
Onlar senin hastalarının kolay lokma olduğunu düşünüyorlar.
They probably think your patients are easy pickings.
Mushudan ilk lokma almıştım ki içinden saç çıktı.
I only had two bites when I found a hair in the mushu.
Cafe Diemde bedava lokma günü mü?
Free donut day at Cafe Diem?
Götümü ye, Dr Lokma!
Eat my twat, Dr Donuts!
Al suyunu! Her bardak su, her lokma yemek eline verilecek.
Every cup of water, every morsel of food, Here's your water.
Onlar senin hastalarinin kolay lokma oldugunu dusunuyorlar.
They probably think your patients are easy pickings.
Hayır- Saat 19:14 sularıydı, çünkü daha peynirden bir lokma almıştım.
No-- 7:14, because I had just taken a bite of cheese.
İki lokma, sonra eşyalarını topla.
Two bites, then get your stuff together.
Bu lokma için iyi para ödedim.
I paid top dollar for this donut.
Birkaç küçük lezzetli lokma, ha?
Some tasty little morsels, eh?
sana güvenip bir lokma aldım.
also took a bite. Delicious.
Onun gitmesi gerekti sen… bana lokma anahtarı verirken.
Socket wrench.-Oh, she had to leave when, uh, you got me that.
Results: 220, Time: 0.0352

Top dictionary queries

Turkish - English