MÜTTEFIKIN in English translation

ally
müttefik
allynin
dost
allyi
yandaş
bir müttefiği
allies
müttefik
allynin
dost
allyi
yandaş
bir müttefiği
allied
müttefik
allynin
dost
allyi
yandaş
bir müttefiği

Examples of using Müttefikin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yanılıyorsun. Senin müttefikin olmak istemiyorum.
You're wrong. I don't want to be your ally.
Bu mantıkla, ben de senin müttefikin olursam onu görebilirim.
So I will follow your logic and become your ally, and see him.
Val Morando müttefikin değil.
Val Morando is not your ally.
Onları dostun ve müttefikin olarak görmekle kalmadın, onlara kucak açtın.
And you not only accepted them as allies, you embraced them.
Peki beni müttefikin olarak kabul edecek misin?
So, will you accept me as an ally?
Bana geldiğine göre hiç müttefikin kalmamış olmalı.
You must be all out of allies to come looking for me.
Hıristiyanları ve Yahudileri müttefikin yapma.
Take not the Jews and Christians as allies.
Sahte profil müttefikin olabilir.
A catfish can be an ally.
Ama bir ittifakın başarılı olabilmesi müttefikin gerçekten dost olup olmadığına bağlıdır kılık değiştirmiş bir düşman değil.
But for a union to succeed, one must determine if an ally is truly a friend or merely an enemy in disguise.
Karşına çıkacak düşmanın sana karşı bir kan davası var ve sözde müttefikin entrikacı bir rakip.
The enemy you face has a personal feud against you. And your so-called ally is a scheming rival.
Aşağı Dünyalıları müttefikin, beni de en büyük düşmanın gibi görmek üzere eğitildin.
See, you were trained to see Downworlders as your allies and that I'm your worst enemy.
Ama binlerce Müttefikin hayatının… sana bağlı olduğunun farkında olmalısın.
May depend upon you. Well, in that case… But you must realize that thousands of Allied lives.
Görmek üzere eğitildin. Aşağı Dünyalıları müttefikin, beni de en büyük düşmanın gibi.
And that I'm your worst enemy. See, you were trained to see Downworlders as your allies.
Bu kararın altında binlerce Müttefikin hayatını kurtarabileceği aksi takdirde onların, Japon kıyılarında ürkütücü bir katliamla kaybedileceği düşüncesi yatıyordu.
The reason for his decision was this would save thousands upon thousands of Allied lives, which would otherwise be lost in a frightful massacre on the shores of Japan itself.
senin de hiç müttefikin kalmadı.
and you have no allies left.
bölgesel istikrarın gelişimi için, iki eski müttefikin, bozulan ilişkileri tamir etmenin bir yolunu bulması şart.
some Turkish politicians believe that to enhance regional stability, the two former allies must find a way to mend their relations.
oyun sonunda bir veya iki gizli müttefikin varsa şunları yapabilirdin:
if you still have one or two secret allies by the end of the game,
Kız kardeşiniz ve müttefikiniz, sizi babanızın kalesine davet ediyor.
Your sister and ally invites you to visit your father's castle.
İkinci en yakın müttefikiniz ve tam olarak bunu öneriyorum.
Second closest ally. And that's exactly what I am suggesting.
Bu burada bir müttefikim varmış gibi hissettirirdi.
It would make me feel as if I had an ally.
Results: 59, Time: 0.0225

Müttefikin in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English