Examples of using Madalyonunu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sonra onun mücevher madalyonunu al.
Jack, Ellie ona söz verdiğin annesinin madalyonunu soruyor.
Selam.- Madalyonunu Marshalla verdim.
Selam.- Madalyonunu Marshalla verdim.
Buradaki resim kimin alla sen? Madalyonunu aldım.
Reed ninesinin madalyonunu verdi.
Sanırım onur madalyonunu hak ettim artık.
Evet. Annemin madalyonunu biliyorsun değil mi?
Su madalyonunu bana ver!
Bilmiyoruz ama şimdi silahlarını ve madalyonunu bize teslim et.
Benim haçımı ve Martynin madalyonunu gümüş oldukları için eritti ve bir mermi yaptı.
Süleymanın madalyonunu ilk kullanıldığında, Başka bir evrene, Cartagraya bir kapı açtın.
Acratanın madalyonunu bulur ve ona tek başına gölgeleri… isteğine göre bükme yeteneği bahşedilir.
Madalyonunu aldım, duvarın içine sakladım
Annemin madalyonunu almandan sonra… sana karşı davranışım için özür dilemek istedim.
Süleymanın madalyonunu ilk kullanıldığında, Başka bir evrene, Cartagraya bir kapı açtın.
Acratanın madalyonunu bulur ve ona tek başına gölgeleri… isteğine göre bükme yeteneği bahşedilir.
Annemin madalyonunu almandan sonra… sana karşı davranışım için özür dilemek istedim.
Acratanın madalyonunu bulur ve ona tek başına gölgeleri… isteğine göre bükme yeteneği bahşedilir.
Acratanın madalyonunu bulur ve ona tek başına gölgeleri… isteğine göre bükme yeteneği bahşedilir.