MESELELERDE in English translation

matters
fark
var
mühim
önemli
madde
meselesi
konuyu
sorun
maddenin
olursa olsun
on issues
about things
in questions
sorgulanan
mevzubahis
sözkonusu
soru
sorudaki
bahsedilen
sorguladığımız
question

Examples of using Meselelerde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Biliyor musun, bazı meselelerde kadınların bakış açısını alamadık.
You know, we really haven't had a chance to get a woman's perspective on some of these matters.
Clementine, istiyorum, ama böyle meselelerde çok tecrübem var, ve insanlar değersiz… takaslar yapmazlar.
Clementine, I do, but I have a vast experience in matters such as these, and people don't make deals over valueless merchandise.
Jeschonnek, karar verilmesi gereken önemli meselelerde başarılı bir şekilde ara sıra Hitlere karşı çıkmayı başarırdı fakat yine de Mareşal Hermann Göringe karşı çıkmak için yeteri kadar kuvvetli değildi.
Even Jeschonnek, however, was not strong enough to oppose Goering successfully(occasionally he did succeed in opposing Hitler) in matters of decisive importance.
Polis ve KFOR, çocukların siyasi meselelerde kalkan olarak kullanılmasını yasaklayacak gerekli adımları atmalı.
Police and KFOR should take necessary steps to prohibit the use of children as a shield for political issues.
O meselelerde anlaşmazlığa düşenler, kendilerine apaçık âyetlerimiz geldikten sonra, sırf aralarındaki haset
Only those to whom it had been given differed about it after the clear verses had come to them,
Özellikle teknoloji veya bilimsel sonuçlar gerektiren meselelerde bu yeniliklerin yardımcı olduğunu görebilirsiniz.
You can look to these innovators to help us especially with things that require technological or scientific solution.
Ashton buna ek olarak, Ankaranın bölgesel ve uluslararası meselelerde artan rolünü memnuniyetle karşılayarak Türkiyeyi özellikle dış politika alanında 27 ulustan oluşan blok için'' önemli bir ortak'' olarak nitelendirdi.
In addition, Ashton said she welcomed Ankara's growing role in regional and international matters, describing Turkey as an"important partner" for the 27-nation bloc, especially in the area of foreign policy.
koltuğunda bir sürü karpuz bulunuyor- savcı yalnızca adli kovuşturma görevleri değil, anayasaya ve yasalara uygunluğun korunmasına ilişkin çareler ve cumhuriyeti mülki ve adli meselelerde temsil etme görevlerini de yürütüyor.
tasks of criminal prosecution, but on remedies for the protection of constitutionality and legality and representing the republic in property and legal matters.
muhalefeti Arnavutlukun AB ve NATOya katılımı gibi ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren meselelerde kurumsal işbirliğini derinleştirmeleri için,
leadership invites the opposition…[to] respond to our repeated invitation to deepen the institutional co-operation on issues of national interest, like Albania's EU
Ama istediğin buysa… neyi nasıl yapmam gerektiğiyle ilgili ve bütün resmi meselelerde tavsiye almalıyım Dünyadaki her şeyden çok. Tabii ki.
All official matters, but if it's what you desire… on the how's and where's and… More than anything in the world. Of course, I will have to take advice.
yapmam gerektiğiyle ilgili ve bütün resmi meselelerde tavsiye almalıyım Dünyadaki her şeyden çok. Tabii ki.
where's and… Of course, I will have to take advice… all official matters, but if it's what you desire.
bütün resmi meselelerde tavsiye almalıyım Dünyadaki her şeyden çok. Tabii ki.
More than anything in the world. all official matters, but if it's what you desire… on the how's and where's and.
bütün resmi meselelerde tavsiye almalıyım Dünyadaki her şeyden çok. Tabii ki.
where's and… all official matters, but if it's what you desire… More than anything in the world.
bütün resmi meselelerde tavsiye almalıyım Dünyadaki her şeyden çok. Tabii ki.
all official matters, but if it's what you desire… Of course, I will have to take advice.
yapmam gerektiğiyle ilgili ve bütün resmi meselelerde tavsiye almalıyım Dünyadaki her şeyden çok. Tabii ki.
where's and… More than anything in the world. Of course, I will have to take advice… all official matters, but if it's what you desire.
Görüşmelerin sonunda liderler, örgütün'' bölgesel ve uluslararası meselelerde aktif ve güvenilir bir ortak'' olarak rolünü pekiştirme ve önümüzdeki zorluklara göğüs germedeki kararlılığını dile getiren bir bildiri yayınladılar.
At the end of the talks, the leaders issued a declaration voicing their commitment to consolidating the organisation's role"as an active and reliable partner in regional and international affairs" and to meeting the challenges ahead.
Meselelerde kayda değer bir süreklilik var ve reformun uygulanacağı dönem olan
Economic Reform(1972), pp. 151."… there is a remarkable continuity in the issues and debate over them at the end of the 1966-70 Five-Year Plan,
Meselenin ne olduğunu öğrenebilip öğrenemeyeceğimizi görelim.
Let's see if we can find out what the matter is.
Ayrıca meselenin iki aile arasındaki intikam olduğunu da sanmıyorum.
And I don't think this is about revenge, anyway, not between these two families.
Kefaleti ödeme meselesi ise, bence harika bir fikir.
About repaying back the fees, I think it's a great idea.
Results: 53, Time: 0.0346

Top dictionary queries

Turkish - English