Examples of using Misal in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Misal, o çocuk istiyor.
Misal; sütyen.
Bu misal. Onunla benim konuşmamız.
Misal onun için, ne yapmaya razı olursun?
seninle ilgili söylentiler dolaşır, misal.
Bu misal.
Onunla benim konuşmamız, asla mümkün olamazdı. Bu misal.
Onunla benim konuşmamız, asla mümkün olamazdı. Bu misal.
Misal… benim hatam senin arkadaşın olmamaktı.
Misal bu şarkının solisti.
Misal,'' açüklama'' denen bir şey var?
Misal, bak bu adamın kocaman bir kafası var.
Meryem oğlu misal verilince, senin milletin buna gülüp geçiverdi.
Onları sonraki nesillere, geçmiş bir ibret ve misal yaptık.
Allah inananlar hakkında da Firavnın karısını misal verdi!
Bu dünyada ilginç seyler vardir, misal moleküller.
Karışım şeylere sardırdım bu ara, bilirsin, misal, şu'' Bira'' levhası aynı zamanda okuma ışığım.
Misal, hastanın ölümcül bir hastalığın tedavisini reddetmesini hastanın mental durumuna bağlayabilirim belki de.
Misal bir erkek kolunuzu koparıp nehre atar.
Misal, onun sadık dostu İngiliz rahip Athelstan Ragnarın birçok şeyi anlamasına yardım etti.