Examples of using Nefes in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Nefes al, tut nefesini, ıkın bakalım.
Sonra tekrar nefes alıp veriyor.
Nefes deliğini kontrol edebilirsen şans rüzgârını kendine çevirebilir.
Nefes alan ilk kişiyi iki kaşının ortasından vururum!
Teşekkür ederim.- Artık nefes alabilirsin.
İki hızlı nefes lütfen.- Peki.
Nefes al, beşe kadar say. nefes al.
Nefes homurtu.
Ağır nefes.
Nefes, nefes, nefes. Yaptığın harika.
İki hızlı nefes lütfen.- Peki.
Nefes al. nefes al,
Derinden nefes.
Homurtular ve ağır nefes.
Ona bir nöro engelleyici veremez misin? Ah, yavaşça nefes ver?
Nefes. Savaşçı iki duruşu.
Aman Tanrım. keskin nefes.
Ve ben sadece söylemek istedim Eğer üzgünüm ki… derin nefes.
Bir saniye gürültüyle nefes.
Frances, Hannahnın Marthasıydı. Nefes ver.