Examples of using Nehirdeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Nehirdeki mavnalara hizmet veriyor.
Nehirdeki kötü ruhu çağırmak benim görevim, değil mi?
Nehirdeki damla gibi.
Nehirdeki kutsal su azalıyor.
Ama nehirdeki timsahlarla ilgili birçok sorun var. Ceset arıyoruz.
Ama nehirdeki timsahlarla ilgili birçok sorun var. Ceset arıyoruz.
Artık, nehirdeki imtiyazlar benim.
Nehirdeki o gece.
Nehirdeki zehir beyninde düzeltilemez bir hasara neden olmuş.
Nehirdeki zehir beyninde düzeltilemez bir hasara neden olmuş.
Nehirdeki türbinden kasabaya sadece tek bir hat var.
Nehirdeki en iyi kayıkçıdır.
Nehirdeki o zamanı hatırlıyor musun, Purdey?
Bilirsin, nehirdeki büyük kıvrımın olduğu yer.
Nehirdeki kızın. Judy Harper, bir hemşireymiş.
Nehirdeki Zagreb şehir ve yatırımcılar için çok önemli.
Nehirdeki o yaşlı beyaz adamı o öldürmedi eğer demek istediğin buysa.
Nehirdeki kral teknesine saldiran bir adama ne olur?
Nehirdeki her damla… en kalitelisinden eritilmiş, sıcak çikolatadan oluşur.
Nehirdeki sinir krizinden beri iyice içine kapandı.