Examples of using Nezarete in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Düşündüm de, memur bey onu nezarete götürün.
Pashayı gönder nezarete.
Giderken eşlik edecek. Mycroft sana nezarete.
Tanrım!- Tanrım! Mübaşir, tanığı nezarete götürün.
Mübaşir, tanığı Heyworth Windham cinayetinden yargılanmak üzere nezarete götürün.
Tanrım! Mübaşir, tanığı nezarete götürün.
tanığı nezarete götürün.
Bu adamı nezarete al.
Bu adamları nezarete al.
Nezarete geri götürün.
Nezarete gidip onu almanı ve uçakla eve yollamanı istiyorum.
Seni nezarete götürüyorum.
Beni nezarete atmıyor musun?
Nezarete götürün.
Haneye tecavüzden nezarete düştüğünde seni çıkarmak için.
Nezarete tıkıldı çünkü seninle hata yapmak herşekilde mümkün.
Neden onu nezarete attılar?
Bay Wilson, sizi derhal nezarete göndermemem için bana bir sebep söyleyin.
Onu nezarete atın.
Bizi nezarete atacak.