NUMUNE in English translation

• sample
• specimen
• numune
• samples
• specimens

Examples of using Numune in Turkish and their translations into English

Bakıyorum da bize bir numune yakalamışsınız.
I see that you have managed to catch us a specimen.

Numune alabilir misin?
Maybe you could swab it?

Numune olarak buna ne dersin?
How's that for a sample, huh?

Yani bu numune o zamandan beri burada olabilir.
So the specimen could have been here since then.

Ben numune depolarına yaklaşmasına izin vermedim.
I didn't let him near anywhere near the specimen storage.

Numune olaraksa sen işimi görürsün.
And for a specimen, you will do.

Numune, blastomikoz için negatif.
Specimen's negative for blastomycosis.

Bu numune 1000 yıldan daha eski, Himalayalardan çıkarıldı.
The specimen is over 1,000 years old, excavated in the Himalayas.

Hayır, Linda numune odalarını yöneterek hem okuyup hem çalışıyordu.
No, Linda managed the specimen rooms for her work-study.

Süper numune örneği.
Super sample hample nample.

Numune hoşunuza gitti mi?
You like the sample, eh?

Onlar mı numune dediğiniz?
Are those what you mentioned as samples?

Numune zarar görmedi.
The specimen is unharmed.

Numune kabı getirin ve mikroskobu hazırlayın.
Let's get a specimen cup and set up a microscope.

Eğer burda numune varsa göremiyorum.
If there's a pattern here, I can't see it.

Hiçbir numune eczanelerde stoklanmamış.
None of the samples are stocked in the pharmacies.

Lütfen, numune olarak alabilirsiniz.
Please, that's a sample.

Bayan Garber, numune dediğiniz de nedir?
Mrs. Garber, what's a specimen?

Mürettebat atmosferden numune alıp güvenli yörüngeye dönecekti.
The crew was to sample the atmosphere then return to a safer orbit.

Bu numune olmalı.
It's a pattern.