OLASIDIR in English translation

likely
muhtemelen
olası
büyük olasılıkla
mümkün
daha
ihtimali
olasılığı
yüksek
yatkın
is possible
mümkün
imkânsız olması
mümkün olmamalı çünkü zombi avcımız bölge savcısının zombi olmadığına dair
mümkün olacaktı zamanın mekandan ayrılamaz olması

Examples of using Olasıdır in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ama yine yürüyecek olması olasıdır.
But it's possible that he will walk again.
İkisinin de yakışıklı olması olasıdır.
It is possible for two men to be handsome.
Benim görüşüme göre, bu satışın bir milyon sterlini aşması olasıdır.
In my view, it is likely that the sale could raise in excess of £1 million.
Johnun hata yapması olasıdır.
John is likely to make a mistake.
Ancak inanan kardeşlerimiz için olasıdır.
But in the company of believers,"Of brothers.
Üniversite başkanının istifa etmesi olasıdır.
The president of the university is likely to resign.
deprem olduysa, o zaman alarmın çalması daha olasıdır.
then it's more likely that the alarm would go off.
Bu olasıdır, çünkü, orjinal efsanenin detayları mevsimlerle alakalı değildir,
And that is possible because the details of the original myth are unrelated to seasons,
Bir macintosh bilgisayarın virüs barındırması windows çalıştıran bir bilgisayardan çok daha az olasıdır.
It's a lot less likely for a Macintosh computer to have a virus than a computer running Windows.
Ama o deneyimi tüm hayatına, şu anda farkına varmadığın… şekillerde taşımak da olasıdır.
But it is possible to carry that experience through your life in ways that you aren't even aware of now.
Yani hemoglobin allosterically inhibe olması Bu noktada oksijen dökümü daha olasıdır.
So the hemoglobin is being allosterically inhibited so it's more likely to dump the oxygen at this point.
görünüşte imkansız olasıdır.
the seemingly impossible is possible.
İnsanların başkanın kim olduğunu bilmemesi daha olasıdır ama herkes Douglası tanır.
It's more likely that people don't know who the president is, but everyone knows Douglas.
Saldırının planlamasına daha yakın ve… yabancı ülke vatandaşı olmaları daha olasıdır.
And far more likely to be foreign nationals. They're closer to the planning of an attack.
İskeletinin neredeyse tamamı korunmuş olduğu için suda ölmüş olması olasıdır.
Which would have protected him. His skeleton was so complete, it is likely he died in water.
Saldırının planlamasına daha yakın ve yabancı ülke vatandaşı olmaları daha olasıdır.
They're closer to the planning of an attack, and far more likely to be foreign nationals.
Benzer mahallelerde yaşamak olasıdır, galaksinin tehlikelerinden cocooned.
Are likely to live in similar neighborhoods, cocooned from the dangers of the galaxy.
Benzer mahallelerde yaşamak olasıdır, galaksinin tehlikelerinden cocooned.
Cocooned from the dangers of the galaxy. are likely to live in similar neighborhoods,
İşletmelerin ikinci çeyrekteki yatırım harcamalarını kısmaları ve yeniden istikrarlı bir siyasi denge yakalanıncaya kadar yatırım kararlarını ertelemeleri olasıdır.
Businesses are likely to cut investment spending from the second quarter and postpone investment decisions until a new stable political equilibrium is reached.
Dolayısıyla, münferit faktörler şu ana kadar ortaya çıkan gelişmeleri maskeledi, ancak hem gelir hem harcama tarafı üzerinde ortaya çıkan baskıların uzun vadeli mali zorluklar yaratması olasıdır.
Therefore, one-off factors masked emerging developments so far, but arising pressures on both the revenue and the expenditure sides are likely to create long-term fiscal challenges.
Results: 58, Time: 0.0252

Olasıdır in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English