Examples of using Onu tutuklamaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayır! Onu tutuklamaya çalışıyorsun.
Amelia, onu tutuklamaya yetecek kadar delilimiz yok. Gitmeni istiyorum.
Onu tutuklamaya ne dersin?
Mitchell hiçbir zaman takım oyuncusu değildi, ama onu tutuklamaya gelince.
Yarın sabah erkenden onu tutuklamaya gidiyoruz.
Evet. Ayrıca bugün düğün günümüzde onu tutuklamaya çalıştığını da söyledi.
De Wintonlara, onu tutuklamaya gidiyorum.
Eğer o bu adam olsaydı, polisler onu tutuklamaya gelmez miydi?
Evet. Sen gidince polis onu tutuklamaya karar vermiş.
Evet. Sen gidince polis onu tutuklamaya karar vermiş.
Evet. Sen gidince polis onu tutuklamaya karar vermiş.
Evet. Sen gidince polis onu tutuklamaya karar vermiş.
Evet. Sen gidince polis onu tutuklamaya karar vermiş.
Onun olmayan bir telefonu açması onu tutuklamaya yetmez.
Evet. Sen gidince polis onu tutuklamaya karar vermiş.
Allahim, Babu Saitin adamlari buraya onu tutuklamaya geldim vur bana, kacmaya calis arabayi calistir- bana vur ve kos.
Polis onu tutuklamaya geldiğinde Hanfstaenglin eşi Helene, iddiaya göre, Hitleri intihar etmesinden vazgeçirmiştir.
Dün ona alkış tutan askerler, Dün gece onu tutuklamaya geldiler.
Gacha, Gacha olmanın gerektirdiği gibi, suçlu iadesine karşı yapması gerekenin onu tutuklamaya çalışanları öldürmek olacağını düşünüyordu.
Kraliyet Ordusu komutanını öldürdü. Kralın emrine karşı geldi ve onu tutuklamaya gelen… Soruşturma için Hanyanga nakledilmesi gereken suçlu.