ONUN KÜÇÜK in English translation

his little
onun küçük
onun minik
onun ufak
onun ufacık
ona destek oldu -ufak
onun küçücük
biricik
his younger
onun genç
adlı büyükelçi ve genç
his small
onun küçük
his tiny
onun küçük
his petty
onun küçük
is his baby
his minor
her kid
onun çocuğu
kadının çocuğunu
onun küçük
onun oğlu
çocuğunun sıcakta arabanın önünde oturmasına izin veriyor

Examples of using Onun küçük in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Onun küçük avukatı, sana tanık sandalyesinde saldırdı.
Her tiny little lawyer attacked youin that witness chair.
Onun küçük tatlı bir fahişe olmasından olabilir.
Maybe it's because she's a tiny little whore. Oh.
Onun küçük kız kardeşini gerçekten çok seviyorum.
I really love her younger sister a lot.
Onun küçük kız kardeşini çok severim.
I like her younger sister very much.
Onun küçük kızı Theresayı hatırladın mı?
You remember her youngest daughter, Theresa?
Annesi ve onun küçük kardeşi, Kim Min-gu ile büyüdü.
She grew up with her parents and her younger brother, Kim Min-gu.
Sami evini sattı ve onun küçük evinde Leylaya katıldı.
Sami sold his house and joined Layla in her smaller house.
Onun küçük gitarcısıydın.
You were his little guitarrista.
Onun küçük erkeği sensin.
You're her little muchacho.
Eski karısı Margalitin ölümünden sonra, onun küçük kız kardeşi Lily ile evlendi.
After Margalit's death, Sharon married her younger sister, Lily.
Aslında, onun küçük kız kardeşiyim.
Actually, I'm her younger sister.
Benim büyük takım liderim ve onun küçük adamı sınır kasabasının ötesinde alem yapıyorlar.
My senior team leader and his junior man off on a border town debauch.
Agiel dokunuşu bile onun küçük ama güçlü kalbini kırabilir.
Not even the touch of the Agiel can break its tiny but heroic heart.
Bir kadın ve onun küçük oğlu için çoktan bir yer ayarladım.
I have already booked passage for a woman and her young son.
Sen Onun küçük gitaristiydin.
You were his little guitarrista.
Onun küçük avukatı, sana tanık sandalyesinde saldırdı.
Her tiny little lawyer attacked you in that witness chair.
Bu Sonny. Onun küçük ayı arkadaşı.
That's her little“bearfriend.
Onun küçük ayı arkadaşı.
That's her little"bearfriend.
O onun küçük kardeşi, tıpkı Roger ve ben gibi.
He's her younger brother, just like Roger is mine.
Onun küçük bir plan yaptım.
And I'm planning him a little something.
Results: 421, Time: 0.0433

Onun küçük in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English