ONUN in English translation

of him
onu
ona çok
ona
of her
onun
kızın
kadının
adını
annemi
söyle
of his
onun
kendi
adlı
yüzünden
kralın
sırasında
yerine
varlığının
üzerine
nın mükemmelliğinden , bitmemişlik damgası taşıyan

Examples of using Onun in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Onun nasıl düşündüğünü beğenirim.
I like how she thinks.
Sadece onun adını ve yaşadığı yeri bilmiyorum.
I JUST DON'T KNOW HER NAME OR WHERE SHE LIVES.
Onun doğruca polise gideceğinden emindim.
I was sure he would go straight to the police.
Sadece onun haklı olduğunu söylemeni istedi.
SHE JUST WANTED YOU TO TELL HER THAT SHE WAS RIGHT.
Onun limiti yok.
It doesn't have a limit.
Onun ölmesi benim suçumdu.
It was my fault that he died.
Pekala, onun bölümünü geçelim, planı devreye sokalım.
ALL RIGHT, WE JUST GOTTA GET PAST THE PART OF HIM THAT STICKS TO A PLAN.
Ama onun'' denekleri'' asla eskisi gibi olamıyormuş.
BUT HER"TEST SUBJECTS" ARE NEVER THE SAME AGAIN.
Neden Auraya, onun annesi olduğunu söylemedin?
WHY HAVE YOU NOT TOLD AURA THAT YOU'RE HER MOTHER?
Monosoff ve onun kötü şans hakkındaki teorileri yüzünden kaybolduk.
WE'RE LOST BECAUSE OF THAT IDIOT MONOSOFF AND HIS THEORIES ABOUT BAD LUCK.
Onun içinde ne olduğunu bilirim.
I know what he's like inside.
Onun yarısı kadardı.
It was half as long.
Onun güvende olmasını sağlayacağım Loretta?
And I will make sure she's very safe, okay, Loretta?
Onun tüm yapmak istediği.
And all he wants to do.
Onun tek sözüyle bu turne iptal edilir.
One word from her, and his tour would be cancelled.
Onun bir yangında… öldüğünü. Başka?
That he was killed… in a fire. Anything else?
Eğer onun yerinde olsaydım, Batıda kalırdım.
If I were like her, I would stay in the west.
Onun sorumluğu olduğu? Bugün GCPDnin dışındaki olaydan?
That he's responsible for the scene outside the GCPD this morning?
Onun hatalarını bulurken… aslında kendi hatalarımızı buluyoruz.
We're really just finding faults in ourselves. To find faults in him.
Onun hatalarını bulurken… aslında kendi hatalarımızı buluyoruz.
To find faults in him, we're really just finding faults in ourselves.
Results: 199916, Time: 0.0452

Top dictionary queries

Turkish - English